Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Perşembe, Nisan 25, 2024

Ahlak Bu Üslupla Mı Gelecek?: -Çarpıtma, Tahrif ve Hakaretlerle Mi?-


Ebubekir Sofuoğlu (ES), ‘’İstanbul Sözleşmesi yüzünden kan dökülüyor’’, ‘’Bu metin daha çok kan dökecek’’ diyen bir twit atıyor. Ayşe Böhürler de ’’Hocam ne demek bu! Siz üniversitede sosyoloji hocasısınız… Bunlar nasıl ifadeler, siz akademisyen olarak ilgiye, fikir ayrılığına böyle mi bakıyorsunuz? Makul olanı, konuşarak bir yere gelmeyi teşvik etmek yerine neden böyle yazıyorsunuz.’’ şeklinde gayet yerinde bir ikazda bulnuyor.

Oda TV de Sofuoğlu’nun bu sözlerini -Böhürler’in cevabını da alıntılayarak- naklediyor. Yani olayı haberleştiriyor. Hakaret yok, itham yok, olanı naklediyor sadece.
Ama Sofuoğlu bu haberi de ‘’Sürüye çakallar dalmış’’ diye naklediyor.
Kim sürü kim çakal?
Oda TV mi? Böhürler mi?
İnanılır gibi değil ama vakıa bu!

Şimdi ben Sofuoğlu ile aynı mahalledenim, Oda TV karşı mahalleden diye taraf mı tutacağım?
Hayır, bilakis asıl buna ben itiraz edeceğim(5/8).

Böyle bir üslup/yaklaşım değil bir akademisyenden kimden gelirse gelsin eleştirilir ama bir akademisyenden gelmesi izah edilebilir bir durum değil.

Aylardır İS’yi ahlaksızlığı teşvik etmekle itham eden ve ahlak söylemini tekellerine alan bu zihniyet içinde ‘’fahişe, ahmak, manyak, kan, çakallar…’’ kelimeleri bulunan ifadelerle had bildiriyor!

Hem de Firavun’a bile ‘’yumuşak söz söyle/güzel konuş’’(20/44) diyen bir Kitabın müntesipleri olarak.
Ve de habire dinden ve ahlaktan bahsederek.

Ahlak bu üslupla mı gelecek bize?
Din böyle bir üslubu/yaklaşımı mı öngörüyor?

Gençlerin neden ‘’eğer din bu ise biz yokuz bu işte’’ dediklerini anlayamadınız mı hala?

Aslında bu üslup/yaklaşım, bazı çevrelerin İstanbul Sözleşmesi(İS)’ne neden bu kadar sahip çıktıklarını da izah ediyor; o kadar korkutucu/ürkütücü bir üslup ki bu ‘’aman, aman, bari İstanbul Sözleşmesini kaybetmeyelim, sonra onu da bulamayız’’ refleksine neden oluyor.

Sofuoğlu, ‘’Çakallar doluşmuş sürüye’’ dedikten sonra ‘’Bilimsel verilerle İS’ye demokratik itirazımı yapıyorum. Olay bu kadar yalındır. Çok kan akacak derken de inşallah yanılırım ama şimdiye kadar akan kadın kanlarının devam edeceği kaygısını çekiyorum’’ demiş.

Bir akademisyen olarak bunu ancak bu şekilde mi ifade edebilmiş?
Ayrıca -benim göremediğim bir yazısı varsa bilemem ama- ben ES’nin İS konusunda yaptığı herhangi bir bilimsel izahına rastlamış değilim. Söylemleri bir akademisyenden daha çok bir holigana benziyor. Nitekim bu ifadeleri de bunu teyit ediyor.

Akan kanların artarak devam edeceğini hangi bilimsel veriye dayanarak söylüyorsun? İS öncesi ve sonrası kadın cinayetlerini mi kıyasladın? Sayıların azalmadığını ve arttığını mı tespit ettin? Öyle değil ama diyelim ki sen öyle buldun, o halde bu artışın İS’ye bağlı olarak geliştiğini nasıl ispatladın? Değişkenler arasında korelasyon/bağıntı analizleri mi yaptın?

Mesela biri çıksa ve ‘’Korona Ak Parti yüzünden oldu çünkü Ak Parti öncesinde böyle bir şey yoktu’’ dese (ki diyen olmuş galiba) nasıl bir cevap verirdin?
Adam haklı değil mi? ‘’Ak Parti öncesinde Korona diye bir şey yoktu, vaka sayısı sıfırdı ama şimdi her gün binlerce vaka çıkıyor, bunun sebebi Ak Parti/Erdoğan.’’
İşte sana bilimsel analiz!!!

Daha önce de yazdım, tekrar edeyim;
İstanbul Sözleşmesi kadın cinayetlerini azaltmıştır. Ben o derneğin, bu derneğin rakamlarını değil, bakanın ve Polis Akademisinin verilerini naklediyorum;

Polis Akademisi verilerine göre bir yılda öldürülen kadın sayısı 2015 yılında bir milyonda 5 iken, bu sayı 2016-2018 döneminde ortalama 3,8’e gerilemiş (1).

Yani İstanbul Sözleşmesinin yürürlükte olduğu dönemde kadın cinayetlerinde artma değil gerileme yaşanıyor. Ama sözleşme öncesi döneme göre bu gerileme çok daha bariz. Şöyle ki;

Dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in TBMM’de açıkladığı kadın cinayetleri konusundaki verilere göre 2009’un ilk 7 ayında 953 kadın öldürülmüş (2). Yedi aylık bu veri 12 aya teşmil edilince bu sayı yaklaşık 1633 kadına tekabül ediyor. 2009’daki nüfusumuz 72,5 milyon olduğuna göre demek ki 2009 yılında öldürülen kadın sayısı bir milyonda 22,5 imiş.

Bu durumda 2009’da 22,5 olan bu sayı 2016-2018 döneminde 3,8’e gerilemiş demektir.
O halde nasıl artma oluyor bu?

Demek ki İS binlerce kadını ölümden kurtarmış. Yapılması gereken ”Neden bunu sıfıra indiremedik?” diye sormaktır. Ama siz bunu sormuyor ve rakamları da kullanmıyorsunuz. Kullandığınız zaman da tahrif ederek kullanıyorsunuz.
Güya desteklediğiniz iktidarın, bakanının, polis akademisinin verilerini değil, sosyal medyada dolaşan uydurma rakamları kullanıyorsunuz.

Bu ülkeye ahlakı böyle mi getireceksiniz? Böyle mi örnek olacaksınız insanlars/gençlere?
Neden ahlak deyince sadece cinsel ahlak geliyor aklınıza?
Hoş onu da doğru anlamıyorsunuz ya, çünkü hep kızlar/kadınlar üzerinden bir tanımlama yapıyorsunuz;

Kızlar pantolon giyerse şöyle olur, kızlar başını örterse/açarsa şöyle olur, kızlar makyaj yaparsa böyle olur vs…
Ya Hu bu din, bu ahlak, sadece kızlar/kadınlar için mi?
‘’Erkeklere kanun yok’’ mu bu dinde?

Aslında İstanbul Sözleşmesinin mücadele ettiği ama sizin bir türlü anlayamadığınız toplumsal cinsiyet tam da bu işte;
Ahlakı da namusu da kadın üzerinden tanımlamak ve toplumsal rolleri ona göre atamak.
Mesela erkek zina yaparsa ‘’elinin kiri’’ ama kadın yaparsa ‘’namussuz/fahişe’’ oluyor.
Niye ikisi de namussuz olmuyor da sadece kadın oluyor?

İşte bu anlayışa zemin hazırlayan sizin bu cinsiyetçi bakışınızdır; yani sizin tarafınızdan belirlen toplumsal cinsiyet normlarınızdır.
Oysa Kuran zina fiilinde erkeğe de kadına da aynı cezayı öngörüyor mu? Bir ayırım mı yapıyor? Hayır. Ama siz yapıyorsunuz (sorsak yapmıyoruz dersiniz ama vakıa ortada işte).

Siz kanaat önderi, hoca, akademisyen olarak söylemlerinizle buna zemin hazırlarsanız, cinsiyete dayalı rolleri böyle dağıtırsanız, birileri de çıkar ve ‘’kirlenen namusumu temizledim’’ der, kan dökerek.
Siz de timsah gözyaşlarınızı dökmeye devam edersiniz!

Tabi bir de bize laf atarsınız ama itirafınızla tespitimizi teyit etmiş olursunuz, ekteki twit görselinde olduğu gibi.

1-Taştan C, Yıldız AK. Dünyada Ve Türkiye’de Kadın Cinayetleri, Polis Akademisi Yayınları;
https://www.pa.edu.tr/Upload/editor/files/Kadin_Cinayetleri_Rapor.pdf?fbclid=IwAR2oUrkrnqBpleI4Ej_xgctyH_M2NNQDE2okZ2bjiPFv2WBkOukRUnk7Vo0
2-https://www.milliyet.com.tr/gundem/7-ayda-953-kadin-olduruldu-1159501

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir