1999’da Radyo D’de Bab-ı Ali Yokuşu isimli radyo programında Marmara İlahiyat Fakültesine alınmayan başörtülü öğrencilere “..aşağılık fahi..ler…kavaşe bunlar kavaşe… Bunlar şeytana tapanlar. Bunları odunla döveceksin. Zaman zaman kimi askerlerin gereksiz çıkışlar yaptıklarını düşünürdüm ama bunlar hiç gereksiz değilmiş. Bu aşağılık köpek sürüsüne az bile yaptıkları. Bunlara daha örgütlü çıkışlar yapmak lazım. Bunlara balans ayarı lazım; balans ayarı. Bunları takacaksınız rot balans makinesine döndüre döndüre balans yapacaksınız; aşağılık şer…ler.” demişti.
3 mart 1997’de “Yeni vatandaşlık görevim “kılık kıyafet kanununa muhalefet ederek dolaşanları” kolundan tuttuğum gibi karakola götüreceğim” diye Hürriyet Gazetesindeki köşesinden yazmıştı.
Altaylı, Doğu Perinçek’in “İstanbul Sözleşmesine kim karşı çıkıyorsa doğru yapıyor… İstanbul Sözleşmesi, Fransa’nın Almanya’nın çürüyen merkezlerindeki yaşam tarzını Türkiye’ye dayatmaktadır. ” sözlerini eleştirirken İstanbul Sözleşmesine itiraz edenleri “ilkel adamlar” olarak tanımlamış.
Fatih Altay’lıdan “hakaret görmek hakaret midir, berat belgesi midir” o ayrı mesele ancak daha önce kendilerine “fa..şeler, kavaşeler diye hitap eden Fatih Altaylının safına geçip, “ilkel adamlar” diye bizi aşağılayan başörtülü eski mağdurları görünce ağzıma kötü bir tad geliyor.
