Erdoğan Aslında Ne Yapmış Oldu?

-Milli Görüş’ün Zümrüd-ü Anka’sı Ayasofya-
.
Erdoğan farklı bir lider, sağ gösterip sol (veya sol gösterip sağ) mı çakıyor yoksa ajandasına aldığı gündemini tamamen kendi belirlediği usûl ve takvim çerçevesinde mi gerçekleştiriyor, tartışılabilir.
.
Ama şu açık;
Erdoğan muhafazakar demokrat kimliği altında Milli Görüşün veya bir başka ifade ile siyasal İslam’ın –milli sınırlar içindeki- tüm hedeflerini gerçekleştirmiş bulunuyor.
Buna siyasal İslamın ‘’Zümrüd-ü Anka’’sı diyebileceğimiz Ayasofya’nın açılması da dahil. İşte bugün bu da gerçekleşiyor.
.
Katsayı zulmünü bitirdi, İmam-Hatiplerin önünü açtı, başörtüsü yasağını kaldırdı, başörtülülere kamunun kapılarını açtı; mülkiye, adliye ve askeriyeye bile girmeye başladılar, başörtüsü üniversitede serbest olabilirdi ama bu hayal bile edilemiyordu, lakin oldu bile.
Askeri vesayete son verdi, devletin (ordunun, müesses nizamın) İslamcılara karşı sergilediği atakları püskürttü, onları mevzilerine çekti.
Savunma sanayiinde milli teknoloji hamlesi yaptı, bu konuda çok ciddi atılımlar sağladı.
Küresel güçlere karşı ”Dünya 5’ten büyüktür” itirazını yükseltti.
Ve işte bugün de –batı dünyasından gelen tüm itirazlara rağmen- Ayasofya’yı ibadete açtı.
.
Kısaca –ekteki görsellerden de anlaşılacağı üzere- Milli Görüşün nihai hedefini bugün gerçekleştirmiş oldu ama bunu muhafazakar demokrat kimliği ile yaptı (Erbakan hoca ‘’Ne zaman ki Ayasofya’da ezanlar yeniden yükselir işte o zaman hak batıla galebe gelmiş demektir’’ derdi).
.
Peki tüm bunlar ne anlama geliyor?
Erdoğan siyasal İslamın devrim niteliğindeki bu hedeflerini mevcut sistem içinde –dökmeden, kırmadan- gerçekleştirerek aslında siyasal İslam ile demokrasiyi uzlaştırmış oldu.
İşte gördük, ne Cumhuriyet yıkıldı, ne laiklik, hatta Cumhuriyet asıl şimdi Cumhuriyet oldu.
Peki geçmişte bu yapılanların binde biri bile darbe ve parti kapatma gerekçesi olurken (2009’daki parti kapatma davasını hatırlayın) Erdoğan nasıl oldu da bu devrimleri gerçekleştirebildi?
.
Bu konuda muhtelif siyasal ve sayısal veriler sıralanabilir ama benim zikredeceğim ilk neden Erdoğan’ın FETÖ ile yaptığı mücadeledir. Ne ilgisi mi var dediniz? Şöyle ;
Erdoğan’ın FETÖ’yü devletten kovması, müesses nizamın ona karşı var olan tüm yargılarını kırdı. Tabi bu süreçte siyasi olarak da çok güçlendi ama bu da temelde FETÖ’yü devletten ihraç etmesi sayesinde oldu, çünkü hem iganet çetesinden hem de ayak bağlarından kurtulfu.
.
Dinci bir lider devleti ele geçiren dinci bir yapıyı (FETÖ) devletten kovuyordu. Bu durum, daha önce Erdoğan’a karşı defalarca atak yapan Kemalist yapıları bile yumuşattı, ona karşı var olan ön yargılarını kırdı. Hatta milli egemenlik konularında birlikte hareket etmeye başladılar. Nitekim Ayasofyanın da dini bir meseleden ziyade milli egemenlik meselesi olduğunu tekrar hatırlayalım.