Korona Salgını sonrası normalleşme sürecinde piyasalarda meydana gelen hasardan ötürü devletimiz bir takım önleyici tedbirler alma yoluna gitti. Bu tedbirlerin alınmasında öncelikli hedef durgunlaşan sektörlere hareket kazandırıp, satış ve üretimin artmasını dolayısıyla işgücü piyasalarının kısmen nefes almasına katkı sağlamak idi.
Bu sektörlerden birisi de İnşaat Sektörüydü. Devlet tüm iyi niyetiyle piyasaları rahatlatmak adına 3 büyük kamu bankası öncülüğünde faiz indirimine gitti. (Bu ifadem kesinlikle Faiz Sistemini onayladığım anlamına gelmesin.) Devletimiz başta konut ve otomobil olmak üzere tüm branşlarda tüketicinin ve esnafın rahatlamasına katkıda bulunacak ciddi bir hamle yaptı.
Bir taraftan temel ihtiyaç sahipleri için uygun şartlarda kredi imkanı sunuluyor diğer taraftan ise üretim ve imalat sanayi teşvik ediliyordu.
Özellikle İnşaat Sektörü çalışanları nedeniyle ciddi bir kesimin ekonomisine etki ediyordu. Sektördeki canlılık binlerce çalışanı ile özellikle dar gelirli ailelerin tenceresinin kaynaması anlamı taşıyacaktı. Yine Emlak Sektörü beraberinde birçok sektörün de hareketlilik kazanmasına katkıda bulunacaktı. Ev alanlar muhakkak evin içini döşemek noktasında beyaz eşya ve mobilya başta olmak üzere birçok sektörde hareketlilik oluşmasına doğrudan katkıda bulunacaktı. Kısacası İnşaat sektörü Lokomotif olma özelliği taşıyordu.
Devletin tüm bu iyi niyet gösterisine piyasaların verdiği tepki nasıl oldu diye soracaksınız!
Maalesef gerek Pandemi sürecinde gerekse Pandemi yasaklarının kalktığı şu günlerde millet olarak bu konularda sınıfta kaldık diye düşünüyorum. Daha ileri gidip iyi niyetli olmadığımızı iddia ediyorum. Amacımız kimseyi zan altında bırakmak veya suçlamak değil.
Ancak ortada bir gerçek var. Devletimiz son yıllarda içerde ve dışarda teröre karşı ciddî kazanımlar elde etti. Özellikle dağdaki terör neredeyse bitti denilecek seviyelere geldi. Yine Devletimiz genel anlamda ekonomik olarak piyasaları rahatlatmak ve işsizliği azaltmak için türlü türlü teşvik ve projelerle iyi niyetini fazlasıyla ortaya koydu.
Oysa son yıllarda üzülerek söylüyorum güzel ülkemde her durumu fırsata çeviren Ekonomi Terörü ve teröristleri türemeye başladı. Geçmiş yıllarda Sebze/Meyve fiyatları üzerinden piyasaları alt üst eden bu art niyetli mihraklar, Pandemi sürecinde Maske başta olmak üzere Temizlik ve Sağlık ürünleri konusunda aynı art niyeti sergilediler.
Devletin ücretsiz dağıtmaya hazır olduğu maskeler bir takım çıkar çevrelerinin ve Eczacılar Odası dahil birçok kesimin elinde koz haline geldi. Bu süreçte eli öpülesi icraatlar yapan Sivil Toplum Kuruluşları, Belediyeler ve Kamu Kurumları da vardı. Onları her daim şükran ve minnetle anmayı unutmayacağız. Keza onlar bizim “Kötü Gün Dostlarımız” idi.
Oysa bugün aynı şeyi Emlak Sektörü için söyleyemiyoruz. Daha 10 gün önce Adana’da İki Yüz Elli Bin TL’ye satılan dairelere, Üç Yüz Bin TL fiyat konulmasını nasıl açıklarsınız. Soruyorum size inşaatı bitmiş bir dairenin 10 günde fiyatı nasıl ve neden artar. Maliyetinde hiçbir değişim yani artış yok. Bitmiş dairelerden bahsediyoruz. Zaten bitmemiş daireye kredi kullanma imkânı verilmiyor.
Aklıma hemen Nasrettin Hoca’nın kedi ve ciğer meselesi geliyor. Devlet vatandaşına her türlü kolaylık sağlarken piyasa mensuplarının bu yaptığına ne diyebiliriz? Ortada büyük bir yanlış var. Hem de öyle böyle değil. Kimse kusura bakmasın ama bunu yapanların hiç iyi niyetli olduklarını düşünemiyorum.
Geçmiş dönemlerde hep devleti veya ülkemizi sabote eden dış kaynaklı para baronlarını suçlardık. Bugün devletimiz tüm iyi niyetiyle her türlü kolaylığı sağlıyor. Ancak ne acıdır ki vatandaşın işini aksatan ve zorlaştıran yine vatandaş oluyor. Bunu aklıselim bir kafa ile uzun soluklu bir şekilde düşünmemiz lazım. Ne yapıyoruz nereye gidiyoruz? Aksi takdirde böyle düşünen bir toplumu hiç iyi günler beklemiyor. Dün gavur yapıyor diye ayıpladığımız davranışları bugün bizler sergiliyorsak ciddi bir özeleştiri yapmanın vakti gelmiş demektir.
Devletin bu kadar iyi niyet ile piyasaları rahatlatmak için yapmış olduğu çalışmaları âdeta sabote ediyorlar. Yani vatandaş uygun koşullarda bankadan borçlanırken artan fiyat artışından ötürü yine fazladan ev sahiplerine veya müteahhitlere ödeme yapmak zorunda bırakılıyor.
Buna nerden bakarsanız bakın adına Emlak Terörü denir. Her şeyin göz önünde olduğu böylesi bir zamanda yapılanlar gözden kaçar sanmayın. İnternet üzerinden reklamı yapılan dairelerin ilan tarihî ve ücretleri görünüyor. Kimseyi kandıramazsınız.
Bu meselenin kamuoyu adına takipçisi olacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Gerekli mercilere konuyu bilgi ve belgeleriyle birlikte ileteceğiz muhakkak. Ama insan bu durumda yine El İnsaf El Vicdan demeden duramıyor!
Selâm ve dua ile…
