Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Çarşamba, Nisan 24, 2024

Selefi Kemalist Refleksler

İstiklal mahkemeleri ‘düşman öteki’ yani kâfir olarak tanımladıklarını yargıladı. Bir kısmını çürüttü sessizleştirdi, bir kısmını astı.
Müslüman Türkler, Müslüman Kürtler, Müslüman Aleviler şiddetle bastırıldı. Resmî ideolojiye uymayan herkes acıyı tattı.
TKP ve Nazım Hikmet’in buz gibi sustuğu Dersim katliamı için Necip Fazıl, 1950’de: “Dayandığı tek sebep de birtakım asayişsizlik ve itaatsizlik bahanesi altında, bütün Doğu Anadolu’yu kapsayıcı olarak, o mıntıkanın bir türlü sulandırılamayan koyu İslami rengi”ne duyulan düşmanlığı, “Dersim yangınının kömürleştirilmiş 50 bin cesedi…” diye yazmıştı.

***
Bürokrat oligarşi kılıcını sallıyor, gerekli gördüğü an Kemalist bir cunta kurup açık diktatörlüğe geçiyordu.
Ondan sonra utanç verici mahkemeler, idam sehpasına yürüyen başbakanlar, referanslarını Kemalizm’den alan devrimci ve ülkücü gençlerin imhası…
Türkiye halkı, çok uzun süre bu ‘sıtmalı cumhuriyetten’ demokratik bir cumhuriyete geçmek için tırnaklarını yiyerek bekledi.
Kemalizm, cumhuriyet öncesi tarihi silmek, her şeyi 1930’lara endekslemek istiyordu.
Bu meselenin dibini birkaç gün önce Engin Ardıç yazdı: Alafranga faşizm!
“Atatürkçülük bir dünya görüşü ve yaşama biçimidir, Kemalizm, özellikle Mussolini hayranı İsmet İnönü, Recep Peker ve Falih Rıfkı Atay tarafından şekillendirilmiş, kırklı yıllarda Milli Şef döneminde de doruğa çıkmıştır. Esas olarak bir ‘memur diktasıdır”…
Evet olan tam da buydu. İttihatçı Yahudi Mohiz Kohen, diğer adıyla Tekin Alp, Kemalizm’i yazdığında İslamofobik, radikal bir yanılgı, resmi bir ideoloji olarak bayraklarını çekmişti.

***

Devamı İçin

https://www.sabah.com.tr/yazarlar/pazar/sancar/2020/05/10/selefi-kemalist-refleksler

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir