Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Perşembe, Nisan 25, 2024

İslam ve Teopolitik Durum

1. Din tanımındaki teopolitik bir boyutuyla “Yüce Varlığa boyun eğmeyi” anlatır.
a. Dolayısıyla dinin tanımında Yüce Varlığın politik düzeninde metafizik bir saadet içinde yaşamak vardır.
b. Ruhani Saadet içinde yaşamak, tüm varlığa barışçıl olmayı gerektirir.
c. Böylece bir tarafta otoriter, mutlak, hatasız, her şeyi bilen ve gören Sonsuz Varlığın politik gücü el Melik olarak tecelli ederken O’nun melekutunde yaşayan kul bütün varlıkların en güven duyduğu, sığındığı, yardım gördüğü varlığa dönüşür.
2. Din, tanımındaki teopolitik boyutla “hesap vermektir”.
a. Bu boyutuyla hesap Müslümanı Ahkamül Hakimin karşısında anlık olarak kıyameti ve hesap gününü beklemeden muhatap bırakan en büyük karşılaşmasıdır.
b. Müslüman, öncelikle kazaen hesaba çekildiğini ve kaderiyle de hesaba çekileceğini bilir.
c. Müslüman aynı zamanda Hasip Yüce Varlığın üstün bir inananı olarak üstlendiği sorumluluğun gereği olarak tüm işlerden hesap sormayı, anlık hesaba çekmeyi, self kritik olarak kendini revize etmeyi, etrafındaki herşeyi gözden geçirmeyi, sosyal işlerinde adil olmayı, bireysel eylemlerinde dengeyi, davranışlarında orta yolu, mutedil olmayı, sukuneti, zamana mekan, mekana zaman katarak sentetik olmayı, her türlü aşırı ucu birleştirip senkretik olmayı, zulme aleni olarak dik durmayı öne çıkarır.
3. Din, bir başka teopolitik boyutuyla “borç borçlanmak” demektir.
a. Müslüman, öncelikle Yüce Yaratıcısına mümin kimliğiyle aldığı ruhun, canın, bedenin, yediği rızkın, aldığı nefesin, kapladığı mekanın borcunun farkındadır.
b. Müslüman aynı zamanda teopolitik açıdan insanlara bu borcu hatırlatıcı bir misyon üstlenir. Bu üzerindeki en büyük ilahi borçlardan biridir.
c. Müslüman, en önemli borcunun el Hakk’a ram olan bir kul olduğunun bilincinde olarak vicdanını hak ile donatarak hakkı haykırmayı, hakkın adaletteki tecellisi olan Hukuku alenen ilan etmeyi, mazlumdan yana olmayı, Zalimin yüzüne karşı zulmünü ilam ve ilan etmeyi, karıncanın hakkından, kamunun en gizli hakkına karşı hakkın dikey ve acıtan yüzünü göstermeyi ciddi ve vakur bir şekilde somutlaştırır.
4. Din, en genel teopolitik anlamıyla insanlara “barışçıl olmayı” anlatır.
a. Bu barış, Yüce Varlığa boyun eğmenin gerektirdiği kendiliğinden bir barış olup zorlamalı, dışarıdan etkilerle elde edilen bir barış değildir.
b. Bu barış, pasivize eden, durgunluk ve sessizlik verici bir barış değildir.
c. Bu barış Müslümana fıtratını hatırlatıcı, fıtratına göre hareket ettirici, dinamik, ettirgen ve tesis edici eylemsel bir barıştır.
5. Din, kozmik teopolitik açıdan “teslimiyet” demektir.
a. özel anlamıyla “İslam kelimesi ile genel “din” kelimesini birleştiren, aynı kavşak noktasında buluşturan en reel anlam budur.
b. Bütün dinleri İslam dininde eriten, onların köklerini, tarihlerini, entegre eden, bütün söylemek istediklerini onlara hatırlatıcı, aslında tek bir teopolitik teslimeyi izhar eden boyut bu tanımda gizlidir.
c. İslam bu anlamıyla bütün dillere, kültürlere, örf ve kurallara çevrilebilir karakterini bu tanımıyla elde eder.
d. Müslüman, Yüce Varlığa teslimiyet içinde olmanın, kozmik bir teslimiyet içinde kader açısından rızayı, insanlarla ilişkisinde sabrı, varlıkla ilişkisinde ihsanı gerektirdiğinin bilincindedir.
Prof. Dr. MUSTAFA ALICI

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir