Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cumartesi, Nisan 20, 2024

Erdoğan ders verdi!

Ağırdı, hem de çok ağır! Evirmeden çevirmeden bütün milletin önünde, yüzüne karşı söyledi. Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu bombaladı…

Kimi direkt olarak gönderildi bu bombaların, kimi de dolaylı bir şekilde fırlatıldı. Neler söylemedi ki:

“Esad’la dans ediyor” dedi.

“Kısır bir dünyası olduğundan” bahsetti.

“Cehaletten öte ihanete düşen adam” olarak tasvir etti.

“Müstevli destekçisi” olduğunu söyledi.

Ekibiyle birlikte, Türkiye’nin birlik, bütünlük ve kardeşliğine saldırdığını ifade etti. Bunu da gafletten değil, kasıtlı olarak yaptığının altını çizdi.

Ortaya konulan zihniyeti, “haysiyetsiz, onursuz, şerefsiz, alçak ve hain” sözleri ile yerden yere vurdu.

En önemlisi de bu millete karşı beslenen bir “kinden” söz etti…

Kılıçdaroğlu kurşun gibi ifadelere ne cevap verir bilemem! Ancak, CHP seçmeni bu sözleri dinleyip üzerinde düşündü mü acaba?

Yetmedi, bu kadarla da kalmadı…

Erdoğan, ayrıca Atatürk dersi de verdi Kılıçdaroğlu ve destekçilerine. Mustafa Kemal’i, düşüncelerini ve verdiği mücadeleyi anlattı.

Atatürkçüler ne hissettiler merak ediyorum! Dikkat edin, “Atatürk istismarcılarından” bahsetmiyorum; gerçek anlamdaki Atatürkçüleri kastediyorum. Bence defalarca dinlemeliler o sözleri. Ardından da şapkalarını önlerine koyup düşünmeliler:

-Biz kimin peşine takıldık, ne diyor, ne yapıyor, nereye gidiyoruz!

***
Dilimizde tüy bitti. 2010 Yılından beri anlatıyoruz. Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlık Koltuğu’na oturduğu günden bu yana garip bir hale büründü CHP.

Milli meselelerde hep zikzaklar çizdi.

“Yeni CHP” denilip, partide büyük tasfiyeler gerçekleştirdi. CHP içindeki “ulusalcı” kanat biçildi, yok edildi.

Soros’tan para alan TESEV’ci isimlerle “arama toplantıları” düzenlendi. CHP’ye Mustafa Kemal’in çizdiği rota dışında farklı bir yol arandı.

Partinin hafızasını sıfırlanmaya çalışıldı.

Bugün partiyi getirdiği yer ise ortada:

Suriye’deki katil Esad Rejimi, Libya’daki darbeci Hafter, Mısır’daki diktatör Sisi ne diyorsa, CHP de aynı paraleldeki görüşleri savunuyor. Sergilediği tavırlarla İran ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle aynı fotoğraf karesi içinde yer alıyor.

CHP seçmeni, içine sürüklendiği bu görüntüden hiç rahatsız olmuyor mu acaba?

***
Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz. Milletin büyük çoğunluğu durumun farkında ve yürütülen mücadeleye destek veriyor.

Bu ülkede top koşturan ve Türkiye’nin ekmeğini yiyen yabancı futbolcular bile tribünlere dönüp asker selamı veriyor. Mehmetçik’e ve haklı mücadelesine sahip çıkıyor.

Peki, CHP ne yapıyor?

KılıçdaroğluOrdu’nun Başkomutanı Erdoğan’ı hedef alıp, O’na saldırıyor. “Ne işimiz var bizim İdlib’de” diyerek, cephedeki Mehmet’in maneviyatını bozucu tavırlar sergiliyor.

Normal mi bu? Kabul edilebilir ve hazmedilebilir bir tablo mu?

Yakışıyor mu Mustafa Kemal’in CHP’sine?

Kılıçdaroğlu ve avanesinden hiç umudum yok, ama CHP’ye oy veren herkesin “durum muhasebesi” yapması gereken bir noktadayız.

Çünkü…

Mustafa Kemal’in durduğu yer bu değildir! CHP, bu söylemler ve görüntüsü ile Atatürk’ün kurduğu bir siyasi parti olamaz!

Emin Pazarcı/Akşam

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir