Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Salı, Nisan 16, 2024

AYM öyle buyurdu…

Lafı evirip çevirmeden meseleyi net dille ortaya koyalım: Terör insanlık suçudur. Terörist ise, en temel insan hakkı olan “hayat hakkına” saldıran, gözü dönmüş bir canidir.

Var mı buna itirazı olan?

Sözde yok, ama adım atarken bu gerçeği unutan ve inkâr eden çok!

Kimi “demokrasi” diyor, kimisi “temel hak ve özgürlükler” kavramlarının arkasına sığınıyor; terör ve teröriste övgüler düzüyor. Son günlerde örneklerini çok yaşıyoruz. Teröre bulaşan, terör ve teröriste destek veren belediye başkanları görevden alınıyor. Bazıları, “milli iradeye darbe bu” diye ortalığı ayağa kaldırıyor.

Sanırsınız, vatandaş onları suç işlesinler, çoluk çocuğu katletsinler, bütün insani değerleri ayaklar altına alsınlar diye seçti!

***

Hele hele Anayasa Mahkemesi bir karar aldı ki evlere şenlik…

Bir üniversite öğrencisi, “protesto gösterisine” katılmış; içinde “Önderimiz Başkan Öcalan” ifadesi bulunan marşlar söylemiş. Hakkında gerekli işlemler yapılmış, iddianame düzenlenmiş, mahkeme önüne çıkarılmış, 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmış. O da gitmiş, Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuş.

Anayasa Mahkemesi ise, ilgili ceza mahkemesinin verdiği kararı “ifade özgürlüğünün ihlali” olarak değerlendirmiş. O öğrenciye 9 bin 150 lira tazminat ödenmesine hükmetmiş. “Önder Öcalan” ifadesinin içinde “şiddete teşvik” bulunmadığı değerlendirmesini yapmış.

Garip!..

Kim bu Abdullah Öcalan?

30 bin insanımızın katili bir terörist. Bu ülkeye savaş ilan etmiş. Yakalanıp Türkiye’ye getirildiği güne kadar kan dökmüş, can almış.

Peki “önder” ne demek?

Topluma kılavuzluk yapan, toplumu örgütleyen kişi demek!

Abdullah Öcalan denilen bu adam teröre kılavuzluk yapmış, teröristleri örgütlemiş. Sadece mezarlıkların doldurulması için çalışmış, bu ülkede kan ve gözyaşı üretmiş; tek özelliği bu. En az Anayasa Mahkemesi üyeleri kadar Türkçe biliriz biz. “Önder Apo” demek, “Ben de aynı yoldan gideceğim, ben de insanlık suçu işleyeceğim, ben de kan ve gözyaşı üreteceğim” demektir. İnsanları O’nun yolundan yürümeye davet etmektir ve terör destekçiliğidir. Çünkü yok ki bu adamın terörist olmaktan başka bir özelliği! Ama Anayasa Mahkemesi “hayır” diyor. Terör örgütünün sembollerinden biri olan Öcalan’ın kutsanmasını, hatta bir “pusula” olarak gösterilmesini “ifade özgürlüğü” olarak değerlendiriyor. Yetmiyor, bunu yapanı bir de 9 bin 150 liralık tazminatla ödüllendiriyor.

Kimse kusura bakmasın, ama böyle bir mantık olmaz!

Anayasa Mahkemesi’nin böyle bir karar verdiği Türkiye’de terörle nasıl mücadele edeceğiz biz? Abdullah Öcalan’ın yolunda eline silah alıp dağa çıkanlara ne diyeceğiz? Diyarbakır’da evlat nöbeti tutan annelerin yüzüne nasıl bakacağız?

***

Tekrar ediyorum:

Terör bir insanlık suçudur. Terör ve teröristle mücadele etmek de sadece iktidarın ve güvenlik güçlerinin değil, hepimizin görevidir. Hatta insan olmanın gereği ve boynumuzun borcudur.

Çünkü, terör öyle bir beladır ki, ne zaman kimi vuracağı belli olmaz. Hedef gözetmez o. Bir gün hiç beklenmedik anda herkesin yanı başında ortaya çıkabilir.

O’na müsamaha gösterenler de kaçıp kurtulamaz!

Emin Pazarcı/Akşam

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir