Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Perşembe, Nisan 18, 2024

Akrebin Kıskacı

Ayrıntı gibi görülen son derece önemli bir haber bu! Önce Fransızlar girmişler devreye; terör örgütü PKK-YPG ile Suriyeli muhalif Kürtleri barıştırmaya çalışmışlar. Onlar beceremeyince görevi İngiltere devralmış. Oluşturduğu heyet, ABD’nin bilgi ve yönlendirmesiyle Kamışlı’ya gitmiş. Suriye Ulusal Konseyi’nin (ENKS) terör örgütü PKK-YPG’ye sıcak bakması için ikna çalışmaları başlatmış.

Hep birlikte el ele verip, PKK-YPG’yi daha güçlendirmeye çalışıyorlar. Ama bunların tamamı, PKK’yı “terör örgütü” ilan etmiş ülkeler. Lafın gelişi tabii! Çünkü, hepsi bu örgüt ile el ele-kol kola hareket ediyor.

Fransa, bir dönem Cumhurbaşkanı eşi Madam Mitterand aracılığıyla yürütüyordu bu görevi. Paris’teki Kürt Enstitüsü, PKK’nın üssü haline gelmişti. Bugün Türkiye’deki bir siyasi partinin Genel Başkanı da Paris’te bulunduğu sırada enstitünün müdavimleri arasındaydı. MİTraporlarına bile geçti bu. Yıllar önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da gönderildi o MİT raporu. O yüzden o şahsın bugün de PKK’ya yakın tavırlar takınması şaşırtıcı değil.

“Türkiye hangi tehlikeyle karşı karşıya?” sorusuna sağlıklı cevap verebilmek için bunları bilmek ve perde arkasında yaşananları anlamak lazım!

***

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu açıkladı: ABD’li yetkililer, bir terör örgütü olan MLKP ile görüşmüşler. Biri emperyalist-kapitalist bir güç; diğeri ise Türkiye karşıtı sözde Marksist-Leninist, Komünist bir terör örgütü! Ama aynı fotoğraf içindeler. Nasıl oluyor bu?

Oluyor, çünkü MLKP taşeron bir örgüt. ABD ise bu taşeronları kullanan küresel bir aktör! Amerika için kullandığı örgütün kimliği, terörist olup olmaması ya da ideolojisi hiç fark etmiyor. Önemli olan kendi küresel çıkarları! Gün oluyor “Müslüman kimlikli” FETÖ’yü devreye sokuyor. Gün geliyor, Suriye’deki gibi PKK denilen Marksist kökenli bir terör örgütü ile işbirliği yapıyor. Hatta ülkeler içindeki meşru silahlı güçleri bile devreye soktuğu oluyor. 12 Eylül 1980 Darbesi’nin ardından Washington’a “Bizim çocuklar başardı” mesajını gönderen bunlar değil miydi?

Batılı devletlerin de pek farklı oldukları söylenemez. Fransa’da daha düne kadar “demokrasi havarisi” kesilen ve bu konuda kitaplar yazan önemli isimler, bugün Sarı Yelekliler eylemlerine katılanların “niçin vurulup öldürülmediklerini” sorguluyor…

İspanya’da ETA’nın siyasi kolu olan Batasuna’nın kapatılmasının “demokrasinin gereği”olduğunu savunanlar, Türkiye’deki kayyum kararını eleştiriyor…

Demek ki mesele başka!

Süslenip, yaldızlanıp, hatta çarpıtılıp önümüze konulan evrensel değerler çok önemli değil onlar için. Sadece ve sadece kullandıkları bir araç!

***

Onlar ne yaparlarsa yapsınlar, biz demokrasimize de insan hakları gibi evrensel değerlere de sahip çıkacağız elbette. Ama onların yönlendirdiği ve istediği gibi körü körüne yanlış adımlar atarak değil.

Çünkü, algılarla yönlendirmeye ve akrebin kıskacına almaya çalışıyorlar bizi!

Bugün yaşadıklarımızı doğru okuyabilmek ve anlayabilmek için büyük fotoğrafa bakmak lazım. Biz de zaten öyle yapıyoruz. O yüzden de içte ve dışta çıldıranlar var!

Emin Pazarcı/Akşam

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir