Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cumartesi, Nisan 20, 2024

Muhammed Bin Raşid Devlet el Maktum’un Kızları ve Karısı Neden Kaçıyor?

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), dünyanın petrol rezervi bakımından en zengin altıncı ülkesi. Arap Yarımadası’nın batısındaki ülke, doğuda Umman, güneyde Suudi Arabistan’la komşu. Ülkenin batıda Katar’la kuzeyde ise İran’la deniz sınırı var. 1971’de İngilizler’in Basra Körfezi’nden çekilmesiyle “Birleşik Arap Emirlikleri” adı altında yedi emirlikten oluşan bir federasyon oluşturuldu.  Bu emirlikler Abu Dabi, Dubai, Acmen, Fuceyra, Re’sü El Hayme, Eş Şarika ve Ummu El Gayevin. Federe birimlerin her biri kendi emirleri tarafından yönetilirken, federasyon bu emirler arasından seçilen bir devlet başkanının idaresinde.

BAE istihbaratını CIA eğitiyor!

Birkaç yıldır BAE ile Türkiye’nin ilişkilerinin rayında gittiği söylenemez. Biraz limoni. İşleri güçleri boylarına poslarına bakmadan Türkiye’nin başına çorap örmeye kalkmak.  31 Temmuz 2016’da The Guardian’ın eski editörü David Hearst’ın, genel yayın yönetmenliğini üstlendiği “Middle East Eye” haber sitesi, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Gülen cemaatine, darbe girişimi için para aktardığını öne sürmüştü. Mısır ve BAE’nin Suriye’nin kuzeyinde ABD tarafından desteklenen PKK’nın Suriye kolu PYD’ye yardım ettikleri de istihbarat raporlarında yer alıyor.  İstihbarat örgütlerini, CIA güdümünde yeniden dizayn ediyorlar. BAE’de federasyonun kuruluşundan itibaren, Devlet Başkanı’nın Abu Dabi Emiri, Başbakanın ise Dubai Emiri olması yönünde yazılı olmayan bir mutabakat mevcut.  Dış politika, güvenlik, ordu ve askeri konular ağırlıklı olarak Abu Dabi Emirliği’nin kontrolünde. BAE istihbaratı da; federasyonun önemli emirlerinden Abu Dabi Emirliği’ne bağlı. Ayarı onlar veriyor.  Bu iş için görevlendirdikleri isimlerden birisi, Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan’ın danışmanı, 11 Eylül 2001’de süreklilik programını başlatan Beyaz Saray’ın eski terörle mücadele Çarı Richard Clarke.  Richard Clarke “Good Harbor Security Risk Management” isimli şirketin CEO’su sıfatıyla bu sürece müdahil.  Bush yönetimine terörle mücadele koordinatörü olarak hizmet veren Richard Clarke’ın Against All Enemies (Bütün Düşmanlara Karşı) adlı kitabı bulunuyor. Ayrıca siber güvenlik konusunda bir uzman ve bu alanda yazdığı “Siber Savaş” kitabı da var.

Türk ve Müslüman düşmanı.

BAE hariç olmalı.  Demek ki onları Müslüman olarak görmüyor!  Richard Clarke, “Irak savaşı yüzünden Türkler ve diğer Müslümanların ABD’den nefret ettiğini” de katıldığı TV programlarında alenen söylemiş birisi.  BAE istihbarat acemi eğitimleri Abu Dabi’ye 30 dakika uzaklıktaki “Akademi” olarak isimlendirilen -silah sahası, sürüş parkuru ve casus kışlası ile müteşekkil- bir eğitim sahasında gerçekleşiyor.  “Akademi”, ABD’nin Virjinya eyaletinde bulunan “CIA’nın çiftliği” Camp Peary’den neredeyse birebir kopya.  Türkiye, BAE istihbarat elamanlarına göz açtırmıyor.  Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinden sonra Türkiye’ye gelip bilgi toplayan 2 Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) casusu, MİT tarafından İstanbul’da yakalanmış, yapılan sorgularında her şeyi itiraf ettikleri öğrenilen Z.H ve S.S.’nin Ortadoğu’nun kiralık katili olarak anılan Muhammed Dahlan’a yakın olduğu belirlenmişti.

-Ortadoğu’nun kiralık katili Muhammed Dahlan-

İstanbul’da casusluk suçundan tutuklanan Birleşik Arap Emirlikleri istihbarat mensubu iki kişiden Zaki Y. M. Hasan cezaevinde kendini asarak intihar etmişti. -Zaki Y. M. Hasan- Birleşik Arap Emirliği’nin istihbaratı her ne kadar CIA’ya emanet edilse de İngilizler’in nüfuzu baskın. Güvenlik alanında en büyük tehdit olarak algılanan İran’a karşı Batı güvenlik şemsiyesi altına girmeyi marifet sayıyorlar.

BAE, Avrupa’nın, ABD’nin Körfez Üssü…

Batı’nın jandarmalığından kaynaklı borçlarını -gelin biz buna haraç diyelim-, Körfez’deki fosil gelirlerinin bir kısmını, Batı’ya transferle ödediklerinden Avrupa ve ABD nezdinde itibarları yüksek.  İlk dönem Avrupalı seyyahların Afrikalı yerlilere incik-boncuk verip karşılığında değerli taş ve madenleri toplaması gibi, bunlar da silah sistemleri, teknoloji alımı ve diğer katma değeri yüksek ürün ve hizmetleri temin ediyor. Kim kimi kandırıyor bir düşünün!.. “Küresel terörizmle mücadele” adı altında ABD’nin askeri operasyonlarını finans ettikleri biliniyor. BAE, en büyük silah sağlayıcılarından birisi olan Fransa’yla, acil bir durumda ülkeye 75 bin Fransız askeri yerleştirmek üzere bir antlaşma imzalamış, benzer bir antlaşma da kesin rakam belirtilmeden İngiltere’yle 1999’da gerçekleştirilmişti. Birleşik Arap Emirlikleri, Fars Körfezi’ndeki diğer Arap rejimleri gibi NATO lideri Amerika ile Fransa’nın askeri güçlerinin işgali ve koruması altında. Bu Arap ülkesindeki El-Zafera Hava Üssü, Amerika ve Fransa savaş uçakları ve askerlerini barındırıyor.  Fransa’nın 2009’da Körfez Şeyhlerinin korkulu rüyası İran’ın tehditlerine karşı koyma gerekçesiyle, Birleşik Arap Emirlikleri’nde askeri bir deniz üssü inşa etme girişimini fırsata döndürdüğü bir gerçek. Fransa’nın bir başka gerekçesi de Çin’in Afrika sahil bölgesini kuşatma stratejisini boşa çıkarmaya yönelik.  Hamas liderlerinden Mahmut el Mabhuh, 19 Ocak 2010’da, Dubai’de kaldığı otelde öldürülmüştü. Olayla ilgili olarak aranan dokuz kişiden biri Fransız pasaportluydu. Fransa Dışişleri Bakanlığı bu kişinin Fransız vatandaşı olup olmadığını saptayamadığını bildirmişti. Demek istediğim, BAE’de İngiltere ve ABD istihbaratı kadar güçlü gizli servis faaliyetlerinde bulunan bir diğer ülke de Fransa. Fransa’dan söz etmemin nedeni, BAE Devlet Başkanı Yardımcısı ve Dubai Başbakanı Muhammed bin Raşid Devlet el Mektum’un kızı Prenses Latife’nin bir Fransız istihbarat görevlisi tarafından Dubai’de gözaltında tutulduğu saraydan kaçırılması.

Muhammed Bin Raşid Devlet el Maktum, atlarını kızlarından daha çok seviyor!..

“Bani Yas” aşiretinden olan El-Maktum, Birleşik Arap Emirlikleri’nin en güçlü ve zengin ailesi. Muhammed bin Raşid Devlet el Mektum, Prenses Latife’nin annesi ve amcasının kızı Hind bint Maktum bin Juma El-Maktum ile 1979’da evleniyor. Hind Bint Maktoum, 12 Şubat 1962 doğumlu.  Evlendiklerinde Hind Bint Maktoum, 17 yaşındaydı ve kocası kendisinden 13 yaş büyüktü. Çiftin bu evlilikten 12 çocukları var. Prenses Latife’nin annesi Hind Bint Maktoum; Dubai’deki Zabeel Sarayı’nda yaşıyor. Kaçırılan Prenses Latife; Şeyhin 1983’te Londra’da ölen annesinin adını taşıyor. Tam ismiyle Prenses Latifa bint Mohammed Al Maktoum, 30 Mart 1989 doğumlu. Dubai’den kaçan Prenses’in ülkeyi terk etmek için 7 yıl plan yaptığı anlaşılmıştı. Prenses Latife, bindiği yat ile kaçmayı planladığı Hindistan’a 80 kilometre kala yakalanmış ve Dubai’ye geri getirilmişti. -Prenses Latifa bint Mohammed Al Maktoum ve onu kaçırdığı söylenen Fransız ajan- Prensesin kaçış için 2011 yılında iletişime geçtiği Fransız eski ajanın Jean-Pierre Herve Jaubert’le olduğu, prensesle yola çıkan mürettebatın ise Filipinliler’den oluştuğu belirtiliyor. Ajan Jaubert, Prenses Latife’nin yakalandığında Dubai’ye gitmektense öldürülmeyi istediğini söylüyor.  Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid el Maktum’un kaç eşi var bilmiyorum ama 24 çocuğu olduğu bilgisi haber sitelerinde mevcut. Bazı kaynaklarda 6 eşi ve 30 çocuğu olduğu yazılı.  Anlayacağınız rivayetler muhtelif. Son eşi Prenses Haya bint Al Hussein 38 yaşında Ürdün Kralı’nın kızı. 64 yaşındaki Başbakan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) devlet başkanı Yardımcısı ve Dubai’nin mutlak hükümdarı Mohammed bin Rashid Al Maktoum’un en genç eşinden biri kız diğer erkek iki çocuğu var.

Yunan (Grek) Zoe Grigorakos, El Maktum’un eşlerinden sadece biri…

Muhammed bin Raşid Devlet el Mektum’un eşlerinden biri Yunan (Grek).  Londra’da tanışıp evlenmişler. El Maktum’un 1993’te Yunanistan  güzellik kraliçesi Zoe Grigorakos’la yaptığı evlilikten olan kızı Mehra aynı zamanda “Amanda” ismiyle de tanınıyor.  1994’te Mehra’nın dünyaya gelmesinden kısa bir süre sonra çift boşanırken tek kızları çocukluğunu annesinin yanında Yunanistan’da geçirdi. Burada bir Hristiyan olarak büyütülen Mahra daha sonra ise babasının yanına yerleşerek Müslüman oldu. Binicilik dalında birçok madalyası var. Prenses Mehra (Maitha) uzun zamandır “Arap dünyasının modern yüzü” olarak tanınıyor. 1980 doğumlu Prenses Maitha, tekvando ve karatede büyük başarılara sahip. Mehra, dünya çapında fakir çocuklar ve göğüs kanseriyle ilgili yardım çalışmalarını organize ediyor. Muhtemelen Yunan İstihbaratına angaje.  Babasının Müslüman Kardeşler politikasını eleştirmesiyle biliniyor.  Şeyhin, kızları ile arası iyi değil.  Birisi kalkıp babasının politikasını eleştiriyor diğer kalkıp saraydan kaçıyor. Diğerlerinin ne yaptığı da meçhul!  ABD, İngiltere, Mossad ve Fransa arkalarında.  Çölde kum bunlarda para.  Hatta öyle ki Şeyhin, 3 bin yarış atı var.  Hepsi de saf kan Arap olan atlarına İngiltere’de uçsuz bucaksız çiftlikler kurmuş. Yılın en az 3-4 ayını yanında geçirmelerini sağlamak için Dubai’de onlara özel saraylar yaptırmış. Zaten kendisi de İngiltere’de Bell Educational Trust’dan mezun. İngilizlerin, Arap atlarından iyi anladıkları tartışılamaz.  Burj El-Arab Oteli, yani “Arap Kalesi”, Şeyhin mülkü.  Bu otelin yapımında öylesine hesapsız para harcandı ki otele, yatırımın geri dönmesi için en az 400 yıla ihtiyaç olduğu hesaplanıyor!

Muhammed Bin Raşid Devlet el Maktum, kötü bir baba, kötü bir koca…

Prenses Latifa bint Mohammed Al Maktoum’dan sonra, Prenses Haya bint el Hüseyin’in 11 yaşındaki kızı ve 7 yaşındaki oğluyla birlikte BAE’yi terk ettiği de ortaya çıktı. BAE Devlet Başkanı Yardımcısı, Başbakan ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid el Maktum’un eşi, Almanya’ya giderken yanında 31 milyon sterlin (yaklaşık 39 milyon dolar) de götürdü. Prenses Haya bint el Hüseyin’in Almanya’dan sığınma talebinde bulunduğu, ayrıca boşanma davası açtığı belirtildi. Kendisinin Şubat’ta BAE’den ayrıldığı ve o zamandan beri kamusal törenlerde hiç görünmediği kaydedildi.  Şeyh Muhammed bin Raşid el Maktum, Berlin’den ailesinin iade edilmesini isteyip ret cevabı aldı. Çünkü Almanların, prensesi vermesi mümkün değildi; prenses çoktan Londra’ya geçmişti. Ürdün doğumlu, Ürdün Kralı Abdullah’ın da üvey kız kardeşi olan İngiltere eğitimli, 45 yaşındaki Prenses Haya, 2004 yılında Şeyh Muhammed bin Reşit El Maktum’la evlenerek, Emir’in 6. eşi olmuştu. 69 yaşındaki Al Maktum’un 6 eşinden biri olan 45 yaşındaki Prenses Haya geçtiğimiz aylarda iltica başvurusunda bulunmak için kaçtığı Almanya’dan sonra Londra’ya geçti ve burada saklanıyor. Haya, kentin merkezindeki Kensington Sarayı Bahçeleri bölgesinde 85 milyon (605 milyon TL) sterlin değerindeki bir evde yaşıyor. Haya’nın kocasından kaçmasının arkasında, Emir’in, BAE’den kaçmaya çalışırken yakalanan kızı Latifa’nın yaşadıklarının arka planını öğrenmesinin bulunduğu iddia edildi. Prensesin ‘yakın çevresine’ dayandırılan habere göre, Latifa’nın geri getirilişine ilişkin yeni bilgilere ulaşan Haya, kendisini güvende hissetmediği ülkeden kaçtı. Al Maktum’un Instagram hesabından paylaştığı kendisine ait bir şiirde, bir kadının ‘ihanetine uğradığı’ anlamına gelen mısraların yer alması da Haya’nın kaçışına gönderme olarak yorumlanmıştı. Medya, tam prenses Haya’nın kaçmasında odaklı haberlere yoğunlaşırken Birleşik Arap Emirlikleri’nin Şarika kentinin yöneticisi El-Kasimi’nin oğlu Şeyh Halid bin Sultan El-Kasimi’nin Londra’daki evinde ölü bulunduğu ortaya çıktı. -Şeyh Halid bin Sultan El-Kasimi- İhbar üzerine Kasimi’nin Knightsbridge semtindeki evine giden acil servis ekipleri, çok sayıda uyuşturucu buldu. 39 yaşındaki erkek giyim markası sahibi Kasimi’nin ölü bulunduğu evde uyuşturucu kullanıldığını ve seks partisi yapıldığı belirlendi.  Dr. Sultan bin Muhammed diğer oğlu Şeyh Muhammed Bin Sultan El-Kasimi Bin Sultan El-Kasimi; 1999’da henüz 24 yaşındayken İngiltere’de aşırı doz uyuşturucudan ölmüştü.  Şeyh Muhammed, banyoda yanında şırıngalarla ölü bulunmuştu. Birleşik Arap Emirlikleri’nin Şarika kentinde doğup büyüyen Halid bin Sultan el Kasımi, dokuz yaşındayken Londra’ya yerleşti ve Kent şehrindeki Tonbridge Okulu’nda eğitim görmüştü.  Karısına, kızına sahip çıkamayan körfezin fistanlı şeyh bozuntuları vatanlarına sahip çıkabilir mi? Ziya Paşa boşuna söylememiş;

“Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz /Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde” -“İnsanın aynası işidir¸ lâfa bakılmaz; bir kişinin aklının seviyesi¸ yaptığı işte görünür.”

Ömür Çelikdönmez

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir