Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cumartesi, Nisan 20, 2024

Tehlike Büyük Değil Çok Büyük..!

Artık aklımızı zorlayacak ve hakikaten “tepki vermezsek” eski kavimler gibi helakımızı bekleyeceğimiz günlerin eşiğindeyiz.
Eskiden “sağlıklı yaşam” için yazıyordum ama bugün “Nasıl insan kalabiliriz?” Sorusunun cevabını arar oldum.
Neslimizi ve ümmetimizi tehtid eden “eş cinsellik” belası artık kirli eller tarafından öyle normalleştirildi ki, artık önünü alamaz bir hale geldik toplum olarak.

İnanın özelden bana atılan mesajların bir bölümünü paylaşmaya kalksam, dudaklarınızı uçuklatmaya yeter.
Evlendikten sonra kocasının eş cinsel olduğunu, erkek kardeşinin erkek sevgilisi olduğunu, hafız olacak kadar dinde ilerleyen kızlarımızın hem cinslerine ilgi duydukları şuan buraya “yazabildiklerim..” yazamadıklarımı ise artık siz tasavvur edin.
Her defasında şunu sordum kendime;
-Ne oluyor ismi “Muhammed, Aişe” olan evlatlarımıza?
Bu çocuklar gökten zembille inmiyor ki, bizim kucaklarımızda büyüyorlar.

Bunun analizini yapmaya çalışırken bir nokta dikkatimi çekti. Şuan sosyal medyada büyük bir algı operasyonu var. Ne kadar cinsiyetsiz insan varsa popüler olmuş bir durumda.
Ve hepsinin bir tek ortak noktası var “görkemli hayat ve zenginlik!”
Nerede bir eş cinsel tip görsek hepsi havuzlu villalarda oturuyor, son model giyiniyor, şoförler ile geziyor.
Tamda gençlere özendirilen o hayatın sefasını sürüyorlar.
Peki nasıl oluyor bu?
Nereden geliyor bu suyun kaynağı?
Elbette tankla, topla giremedikleri ülkelerin ahlakını çökertip, biyolojik olarak savaş açan eller, her türlü imkanı sağlıyor.
Bunu finanse edenler lağımı çiçek bahçesi gibi göstererek süslemektedirler.
Bu insanlar birer proje olarak sunuluyor ve büyük paralar ile destekleniyorlar.
Hemde öyle ki medya bu kişileri “ince, naif, yardımsever, mazlum, masum” insanlar gibi paketleyip bizlere sunuyor.
İşte şeytanın en büyük aldatması ise burada başlıyor.
Netflix batağına saplanan ve bir sezonu neredeyse 3 günde izleyecek kadar bağımlı olan gençlere sunulan yabancı dizilerin %90’ında eşcinsel karakterler işleniyor.
Nereden çıktığı belli olmayan “Kore” akımında eşcinsel ilişkiler had safhada değil mi?
Evet televizyon ve sosyal medyada büyük bir algı operasyonu var lakin bunlar sadece son vuruşlar emin olun.
Asıl vuruş doğumla başlıyor.
Biz ilk söylediğimizde “yobazlar, cahiller, bağnazlar uyduruyorlar” diyorlardı lakin Who verilerini sunduğumuz ve prospektüslere ulaştığımız anda bir takım sözde sağlıkçılarda artık kabul etmek zorunda(!) Kaldılar bu gerçekleri ki; doğumla başlayıp ilk iki sene aşılanan çocuklara zerk edilen kimyasalların içerisinde ve özellikle Rotavirüs aşısı domuz derisinden ve insan derisinden yapılır-mış!
Insan derisi yani kürtaj fetuslarından alınan genler varmış,mış,mış.. !
Evet evet..
Hangi anne bilgilendirildi acaba?
Allah bizi affetsin artık domuzu geçtik, bari insan Dna’sı koymayın aşıların içine diye yalvarır hale geldik!
Fetuslardan alınan dna’lar aşı yoluyla bebeklere enjekte ediliyor peki sonuç?
-GEN ÇAKIŞMASI!
Kız bebekten alınan gen, erkek bebeğe yüklendiğinde bu genler çakışır ve oğlunuz 7 yaşında bebeklerle oynamaya başlar, 18inde ben hemcinslerimden hoşlanıyorum der!
Kızınız; erkeksi hareketler sergiler, ben kız gibi hissetmiyorum diye birgün isyan eder!
Kaç tane cinsiyet değiştirme davası var hiç adliyelere gidiyor musunuz?

Bu işin şakası yok artık.
Inkarda etmeye kalkmasın kimse!
Görmüyor mu gözlerimiz yeni neslin halini?
90 neslini kısır, 2000 neslini eşcinsel ettiler!
Çünkü ağa babaları, Rockefeller ailesi böyle buyurdu!
Ve büyük resmi görmememiz içinde herşeyi küçük parçalara böldüler.
Anlamadık, anlayamadık.
Hakkı söyleyenler ya taşlandı, ya öldürüldü!
Çünkü hakikaten bu meseleler “sağlıklı beslen, grip olma, kilo alma” dertlerinden çoook ötede artık.

Bugün parkinson ilaçlarından tutun bir çok ilacın prospektüsünde yan etki olarak “kişilik değişimi” yazar.
Kim oturup düşünüyor bu ibare üzerinde Allah aşkına?
Nedir bu “kişilik değişimi?”
Bu ilacı kullandıktan sonra eşcinsel olabilirsin, zinakar olabilirsin, kumarbaz olabilirsin kişiliğin değişir artık “sen, sen olmaktan çıkarsın” deniliyor.
Berbat bir nesille karşı karşıyayız.
Dört bir yanımız ateş altında değil mi? Kaldı mi Türkiye’den başka işgal edilmemiş, yakılıp yıkılmamış bir ülke?
Bu ülkenin üzerine bomba atamadılar ama alttan öyle bir balyoz darbeleri indirdiler ki, genç nesli; temellerini yıktılar.
Bir nesil nasıl ifsad olur gördük mü?
Bir ülke nasıl bitirilir öğrendik mi?
Özel konuşmalarımda şunu söylüyorum yakınlarıma;
-15 sene sonra Türkiye’de asker kalmayacak, o güne kadar ölürsem demişti dersiniz..
Erkeklerin bir çoğu lgbt akımına kapıldı.
Sağ kalanlar genç yaşta tiroid, insülin, kalp hastalıklarıyla mücadelede..

Ve en önemlisi; şuan doğan 58 çocuktan 1’i ise otizm oluyor. Bunu ben değil istatistikler söylüyor.
Günden güne ise bu oran düşmekte.
Eğer anneler uyanmazsa 10 sene sonra 5 çocuktan 1’i otizm olacak.
Tamda istenilen gibi!!!
Bunların ise %70’i erkek!
Kalır mı sanıyoruz bu ülkede er oğlu er?
Bırakırlar mı bizim yakamızı?
Orta doğuyu yak yık, Afrika’yı sömür, Yemen’i susuzluktan kır, Arakan’ı katlet ama Türkiye’dekilere şifa dağıt..
En ağır darbe bize inmekte..
Rabbim gözlerimizi açsın!
Dimdik durun ve korkmayın.
Son sözümüz olacak onlara;
-BİZDE SİZE YEDİRECEK EVLAT YOK!

Yağmur Mirzayeva/ 06.05.2019

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir