Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Perşembe, Mart 28, 2024

Yunanlı Olmak Suç Değil

Ekrem İmamoğlu’nda bir telaş. Bir tedirginlik. Türkiye’de kimse ona Yunanlı dememiş. Bir Yunan gazetesi halt etmiş. Ekrem İmamoğlu, kendisi imtina etse ve açıkça söyleyemese de bana göre O, bu toprakların çocuğu. Rum da olsa, Ermeni de olsa, Laz da olsa,Türk de olsa, Kürt de olsa fark etmez. Bizim meclisimizde Ermeni, Yahudi ve Rum milletvekilleri olmuştur. Hele Osmanlı Meclisinde daha da çok. Çeşitli milliyetlerden Sadrazamlar Vezirler de olmuştur. Osmanlının çimentosu bu idi. Sonra sonra milliyetçilik işin içine girdi; bağlar zayıfladı, çözüldü. O zaman Osmanlı da zayıfladı.

Anadolu’nun eski adı Diyar-ı Rum’dur. Evet; bu topraklar Doğu Roma İmparatorluğu idi. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethedince ‘Doğu Roma İmparatoru’ unvanını da almıştır. Ben bu konuda ‘kavmiyetçi’ bakmam. Roma’dan kalanlar içimizdedir. Kimisi Türkleşmiş, kimisi Müslüman olmuş, kimisi kimliğini korumuş, pek çoğu da Yunanistan’a mübadeleyle göç etmiştir. Fenerbahçeli olarak bir Lefter Küçükandonyadis ile gurur duyarım. Bu devlet de gurur duymaktadır ki onun adını bu futbol sezonuna vermiştir. Daha pek çok isim sayabilirim böyle. Rum demek, devlet millet düşmanı demek değildir. Ha… aralarından böyle düşünen de vardır. Ama kendi ülkesine ne kadar kin duyan Türk varsa o orandadır.

Tabi çok kişi benim gibi bakmaz, bakamaz. O nedenle Türk’ten başka milliyetten olmayı suç gibi görür. Ama Cumhurbaşkanının öyle bakmadığını biliyorum. O’nun ‘yaratılanı yaratandan ötürü severiz’ sözü çok şey ifade eder. Ekrem İmamoğlu da suçmuş gibi gördüğü için bu meseleyi gargaraya getirmek istiyor. Kimse ona ‘Rum’ demedi ama o sanki denmiş, hatta bütün Trabzonlulara denmiş gibi davranıyor. Ama çıkıp da Yunan basınına sen ne ayaksın diyemiyor. Çünkü yalandan Yasin-i şerif okuyor. Günde birden fazla iftar açıyor. Dini ve milliyeti siyasete alet ediyor.

Yunanistan bizim kapı komşumuzdur. Geçmişte çok didişmişiz. Şimdi de şu doğu Akdeniz hidrokarbon yatakları yüzünden bizi çırak çıkarmaya, batılı emperyalist devletlerle iş tutmaya çalıştıkları için aramız limoni. Ama bu günler geçer. Sular durulur. Herkes gider yine biz bize kalırız. Bizim bir atasözümüz vardır. Komşu komşunun külüne muhtaçtır der. Arada husumet olsun diye uğraşan onlardan da bizden de çok insan var. Ama dostça bir arada, yan yana yaşamak isteyen de az buz değil. Bardağın dolu tarafına bakmak lazım. Aramızda sorunlar olabilir. Kimlerle yok ki. Sorun tabi olacak. Sorunlar çözülür, zaman düşmanlıkları öğütür. Husumetten kimseye fayda çıkmaz.
Firuz Türker

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir