Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Mart 29, 2024

Türkiye, İmparatorluk Görmüş Orta Boy Bir Güç

Türkiye, İmparatorluk Görmüş Orta Boy Bir Güç

Fransa Parlamentosu’nda Ermeni meselesi yeniden gündeme getirildi. 24 Nisan’da Fransa, sözde Ermeni soykırımını anma günü ilan etti ve etkinlikler düzenledi. Ermeni meselesinin yeniden gündeme getirilme nedeni nedir?

24 Nisan Osmanlı’nın özellikle belli bölgelerinde silahlı isyana kalkıp katliam yapmaya çalışan Ermeni çetelerinin tutuklanması, engellenmesi noktasında ortaya koymuş olduğu bir genelgedir. Talat Paşa’nın genelgesidir. Soykırım değildir. Ermeni meselesi ABD’de, Fransa’da ve Avrupa’da özellikle Türkiye’ye karşı kullanabileceğiniz sıfır maliyetle maksimum kâr elde edeceğiniz kart noktasına geldi. Bir şey ödediğiniz yok, sıfır maliyetiniz var. Bunun bir örneğini söyleyeyim; Amerika’daki Ermeni lobisi ve destekçileri Ermeni meselesini Kongre’ye getirmeye çalışır. Bizimkiler giderler Yahudi lobisine parayı öderler. Aman getirmeyin, engel olun diye. Sadece bunun için çalışan birkaç Yahudi lobi şirketi var. Biz parayı öderiz. Kongre’de tartışırız sonra ABD Başkanı “Ben soykırım demedim de büyük felaket dedim” der. Bizimkiler de “oh be” der. Her yıl yaşanan tam bu.

Türkiye’nin bağımsız politika takip etmesi özellikle Tayyip Bey döneminde arttı. Türkiye, uluslararası politikada orta boy bir güç.  Ama normal orta boy bir güç değil, imparatorluk görmüş orta boy bir güç. İmparatorluk görmüş orta boy bir güç olan devletle o devletin vatandaşları normal bir orta boy güç olan devlet gibi davranmaz. İran bunlardan bir tanesidir. İmparatorluk görmüştür, tarihi derinliği vardır. Türkiye bunlardan biridir. Fransa, Almanya, İngiltere bunları kıyaslayabiliriz. Bunların davranışları farklı olur. Bölgesel düzende etki yapıcı güce sahiptir. Son dönemde içerideki mevcut durumu da göz önünde bulundurarak Türkiye’nin dış politika hamlelerini sekteye uğratmak bunu engellemek, moral bozmak.

 

Gavura Kızıp Orucu Bozmak

Türkiye NATO’da kalmalı mı, kalmamalı soruları gündem oluşturmaya başladı. Siz, Türkiye’nin NATO üyeliğine nasıl bakıyorsunuz, Türkiye NATO’da kalmalı mı?

NATO’nun içindeki bir ülkeye yapılan eleştirilerle dışındaki ülkelere yapılan eleştiriler farklı olur. Niye çıkalım? NATO’nun anayasası vardır. O maddelere baktığınız zaman Türkiye, NATO’nun hangi maddesini zedeliyor? Her maddesine uyuyor. Biz NATO’ya, ABD veya başkalarının lütfuyla girmedik. Türkiye NATO’ya diyet ödeyerek, Kore Savaşı ile şehitler vererek girdi. Soğuk Savaş döneminde maddi manevi her anlamda baktığınız zaman en büyük maliyet ödeyen ülkelerden biri.

Kim maliyet ödedi? Biz maliyet ödedik. İç kısmına girmiyorum, içeri girersem daha kötü! Soğuk Savaş döneminde 1950’den bugüne girdiğimiz askeri ilişkilerin Türkiye’de yapılan darbeler ile ilişkileri nedir? Daha oraya bir girsek 15 Temmuz’a kadar getiririz. Bu savunma örgütünde en çok maliyet ödeyen en az faydalanan ülkelerden birisi de Türkiye. O zaman diyorum ki NATO’nun kurallarına uymayanlar çıksın. Niye kurallara uyan Türkiye, NATO’dan çıksın? NATO üyeleri ve kurumsal yapısı tarafından ittifak sistemine ihanet edenler, terör örgütlerine destek verenler eleştirilsin

Türkiye’nin NATO’nun dışına çıkma girişimleri ve tartışmalarını sağlıklı bulmuyorum. Çünkü bu defa da Türkiye’yi ittifak sisteminin kurallarına uymuyor deyip suçlu pozisyonuna, savunma pozisyonuna sokacaklar. Türkiye’yi şeytanlaştırma sürecini devam ettirecekler. Türkiye’yi bir yere yakıştırmaya çalışacaklar. Rusya’yla komşu olarak ilişki geliştirmeye çalışıyorsunuz bu kadar eleştiri oluyor. Bir de Türkiye’nin NATO üyesi olmadığını düşünün! Bir söz vardır, gavura kızıp oruç bozmak. Gavura kızıp oruç bozmaya gerek yok.

PROF.DR. MEHMET ŞAHİN

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir