Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Mart 29, 2024

Tabip Odası’nın Cinsiyeti, Cibilliyeti

Allah, alemleri ve içindekileri; muazzam bir denge ve düzen ile yaratmış. Varlıkların her birisi için bir yaratılış, var oluş gayesi belirleyip; ona uygun özelliklerle donatmış.

Bu bağlamda; canlıların da iki temel özelliği var. Bir yandan, birbirlerinin mütemmim cüzü (tamamlayıcı unsuru) oluyor; öte yandan, kendi türlerinin varlığını devam ettirebilmek için, cinsiyet (dişilik-erkeklik) özelliği taşıyorlar.

Ancak, irade (tercih etme) özelliğine sahip insanlardan ve cinlerden (şeytanlardan) bazıları; eskiden beri, bu fıtri dengeyi ve düzeni bozmak için uğraşıyor. Kulu Yaratıcı’nın yerine koyma cüretinde bulunup; çeşitli yollarla ve yöntemlerle, isyan etmeye ve ettirmeye çalışıyor.

Kur’an ve Sünnet külliyatında, muhtelif ayetlerde ve hadislerde; “yeryüzünde bozgunculuk yapan kimseler”den söz edilir. Onların, bir yandan “ekinleri ve nesilleri ifsad” edip (yani bozup); öte yandan, “ıslah ediciler” (yani düzelticiler) gibi davrandıkları belirtilir.

Bu durum, hayatın bütün alanlarında ve konularında, bugün de aynen devam ediyor. Birileri, insanın ve toplumun fıtratını (yaratılışını) bozmak için; kişisel ve kurumsal olarak, her türlü aracı yahut vesileyi kullanarak, yoğun çaba gösteriyor.

Şeytanın günahları yahut günaha götüren amelleri süslü göstermesi gibi onlar da yıkıcı eylemlerine ve söylemlerine, meşru ve münasip gibi görünen vesileler buluyorlar. Zehri bal şerbeti gibi gösterip; altın tasta, gümüş tabakla sunuyorlar.

Sığındığımız, güvendiğimiz, dayandığımız kalelerin hemen hepsi; önce kuşatılıyor, sonra işgal ediliyor. Tutunduğumuz dallar birer birer kırılıp; boşa düşenler, usturuplu bir şekilde uçuruma itiliyor.

Güncel örneklerden yahut öykülerden biri; son aylarda, İstanbul Tabip Odası tarafından düzenlenen seri paneller. “Kadın hakları” maskesi ve “sağlık çalışanları” kisvesi altında; aile kurumunun temeline dinamit koyan sinsi eller.

Öncelikle, “cinselliğin farklı yüzleri” ana başlığıyla; adına “cinsel kimlik” yahut “cinsel tercih” dedikleri sapkınlıkların tamamı için, aykırı geçiş kapılarını ardına kadar açıyorlar. Her panelin davet ve duyuru afişinde kullandıkları “kadın-kadın, kadın-erkek, erkek-erkek” figürleriyle; her üç tercihin de meşru ve münasip olduğunu anlatıyorlar.

“Erkek erkekle, kadın kadınla cinsel ilişki içine girip; birlikte aşk hayatı yaşayabilir” mesajı, muhtevası veriliyor. “Kadının kendi bedenine hakim olma ve kotrol etme hakkı” gibi süslü cümlelerle; kürtajın her türlüsü teşvik ediliyor.

Bu çok yüzlü yahut çok kimlikli faaliyete gerekçe olarak gösterilen şey; “hekimler arasında ve hastalarla iletişimde yaşanan toplumsal sorunları, cinsiyet eşitliği perspektifinden ele almak.” Seçilen konular ile konuklardan ve altı çizilip öne çıkarılan mesajlar ile vurgulardan anlaşılan ise; insanı aileye ve aileyi topluma dönüştüren temel değer yargılarını yıkıp, her türlü cinsel sapkınlığın önünü açmak ve olabildiğince yaygınlaştırmak.

Doğrusu, asıl alanı sağlık hizmetleri (koruyucu hekimlik, ilaçla tedavi, ameliyatla tedavi) olan yahut olması gereken Tabip Odası’nın; bir yandan siyasi ve ideolojik algı yönetimi seferberliğine, öte yandan cinsle ve cinsiyetle ilgili fıtri yapıyı ortadan kaldırarak nesilleri ifsad etme rehberliğine soyunmasını anlamakta zorlanıyoruz. Ayrıca, büyük bir aşkla ve şevkle bu işin kahramanlığını yapmaya çalışan hanımefendilerin, beyefendilerin cinsiyetini, cibilliyetini araştırıp soruşturma gereği duyuyoruz.

Sözlükler; cinsin “kök, soy” veya “çeşit, tür” anlamına gldiğini söylüyorlar. Cinsiyet konusunda ise; “Erkek ile dişiyi ayırt etmeye yarayan özellik” diyorlar.

Buraya bir de “cibilliyet”i eklemek gerekiyor. O da “Fıtrat, yaratılış; bir kimsede doğuştan var olan akıl, ruh, beden özelliklerinin tümü; huy, mizaç” olarak tarif ediliyor.

Peki; ülkenin ve toplumun, dünyanın ve insanlık aleminin, doğal dengesini ve düzenini bozmaya çalışanların derdi, zoru nedir? Genelde varlık aleminde, özelde canlılar içinde, daha özelde insan türünde ve cinsinde, bu mahluklara tam olarak ne ad verilir?

Lütfen, sağlıktan ve aileden sorumlu Bakanlar ve Bakanlıklar; kamuoyunu aydınlatacak açıklamalar yaparak, devletin bu konudaki temel tesbitlerini ve tercihlerini açıkça belirtsinler. Ayrıca, geniş kapsamlı bir ıslah projesi hazırlayıp; cinsiyetini ve cibilliyetini anlamakta zorlandığımız kişileri ve kurumları tanımlayıp rehabilite etsinler.

Böylece; bizler de nerelerde ve kimlerle dans ettiğimizin farkına varalım. Özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin cinsiyetini, cibilliyetini korumak için; devlet-millet iş birliği içinde tedbir alalım.

Zekeriya Erdim

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir