Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Çarşamba, Nisan 24, 2024

Erdoğan Operasyonu Gördü Mü?

Bir operasyon olduğuna inancım her geçen gün artıyor. Bu operasyon CHP yi ve onunla ittifak yapan partileri aşar. Fakat bu operasyonda bu partilerin içinde olan unsurların olduğu kadar AK parti içindeki bazı unsurların da olması kaçınılmaz. Bunlar, partiler dışı profesyonel bir ekipçe yönetilip, yönlendirilmiş olmalı. Başka türlü bu kadar başarılı olamazdı. Ama mum yatsıya kadar yandı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bu operasyonu önceden gördüğünü düşünüyorum. Sadece kendi çabasıyla değil, devlet aklıyla kollektif bir öngörü olmalıydı bu. Çünkü böyle bir operasyon bir ‘üst akıl’ın işi olabilir ancak.
Parmaklar kaçınılmaz olarak FETÖ yü işaret edecektir. Kolu kanadı kırılmış bir FETÖ, operasyonu ne derece bu kadar başarılı yürütebilir. FETÖ görünen yüzdür. Onun da arkasında daha güçlü odaklar tarafından planlanmıştır.

Erdoğan operasyonu daha ‘metal yorgunluğu’ söylemini ortaya attığında görmüştü. Bu nedenle geceli gündüzlü uğraştı. Partisinin bu operasyon karşısındaki zayıflıklarını telafi etmeye çalıştı. Genelde de başarılı oldu. Referandumda cumhur ittifakı, daha o tarihte planlanan operasyonu boşa çıkardı. Referandumdan sonra bir parti genel başkanı, ‘hayır çıktığını’ ısrarla söylemeye devam edebildi. Bu söylemini nasıl sürdürüyordu? Referandumdan önce hayır çıkacağına dair kendisine büyük bir garanti verilmiş olmalıydı. Neden çıkmadığı da, Erdoğan tarafından ‘hile’ yapıldığı ile izah edilmiş olmalıydı.

O defter bu şekilde kapatıldıktan sonra yerel seçimlere geldik. Yine bazı şeylerin garanti olması gerektiği, bunun sağlanabilmesi için de yapılması gerekenler, gösterilecek adayların kimler olması gerektiği planlanmış olmalı. Bu operasyonun engellenebilmesi günün koşullarında mümkün değildi. Artık ne olacaksa olmalı, takke düşüp kel göründükten sonra operasyon püskürtülmeliydi. Nitekim öyle de oldu. Şimdi bir hukuk mücadelesi sürüyor. Ve sanki taraflar siyasi partilermiş gibi görünüyor. Ama aslında birleştirme tutanağında bir adayın 200 oyunun bir başka adaya yazılması, o adaya da (0) ya da (1) yazılmasını organize eden bir akılla hesaplaşılıyor.

Büyük Şehir belediye başkanlıklarını kazanan adayların arkasındaki siyasi güçlerin neden belediye meclisinde paralel bir oy alamadığının hiç bir izahı yoktur. Ya her şeyi tahrif etmek mümkün olmamış ya da başkanlıkla yetinilmesinin yeterli olacağı hesaplanmıştır. Şimdi iş, böyle bir organizasyon varsa bunu hukuk yoluyla açığa çıkarmaya gelip dayanmıştır. AK Partinin ‘bir tek seçmenin dahi oyunun zayi olmaması için’ yaptığı itirazlar buna hizmet eder. Artık kimin belediye başkanı olacağı önemini yitirmiştir. Eğer böyle bir kumpasın olduğu yargı eliyle kanıtlanabilirse bu demokrasimiz ve ülkemiz açısından büyük bir kazanım olacaktır. Devlet Bahçeli’nin ‘bu işin sorumlularından hesap sorulması’ söylemi temelsiz ve rast gele söylenmemiştir.

Türkiye’nin karşısında basit bir ekip yok. Tam tersine çok deneyimli birileriyle dans ediliyor. Bu arada ayağımıza basılması da gayet normal. İş ki o ayak oradan çekip çıkarılabilsin. Böyle hamlelerle daha çok karşılaşacağız. Yeter ki hepsi birer birer boşa çıkarılabilsin. Geçmişe baktığımızda bunun zor ama imkansız olmadığını görüyoruz.

FİRUZ TÜRKER

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir