Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cumartesi, Nisan 20, 2024

Fetö’nün Kripto Dersaneleri!

Milli Eğitim Bakanlığı, nihayet bekleneni yaptı, “Temel Liseler” ile “Özel Öğretim Kursları”nın, 2018-2019 öğretim yılının sonunda kapatılacağını açıkladı. Sektöre yatırım yapmış kişilerde ve kurumlarda, öğretmen ve idareci olarak hizmet veren çalışanlarda, çocuklarının başarı şansını artırmak için hizmet satın alan anne ve babalarda, öğrenci ya da mezun kimliğiyle kademe geçiş sınavlarına hazırlanan milyonlarda kararsızlık, belirsizlik, telaş, endişe, hatta panik başladı.

Bizce, bu konuya, duygusal ve tepkisel tavırlar içine girmeden gerçeklik ve geçerlilik penceresinden bakmak gerekiyor. Karanlığa taş atıp gürültü çıkarmak yerine; ortamı aydınlatacak mumlar yakmak gerekiyor.

Çünkü bu işin tüm paydaşları, tarafları yahut muhatapları, sonuç olarak aynı gemide birlikte yolculuk yaptığımız insanlarımız. Biz, herkesin huzur ve güven içinde olmadığı bir ülkede veya dünyada, hiç kimsenin huzur ve güven içinde olamayacağına inananlardanız.

Dershaneler, elektrik kesilince yakılan mumlar misali, ihtiyaçtan doğmuş arızi kurumlardı. Belki biraz is ve duman çıkarıyorlardı, fakat etkili aydınlanma (sınavsız geçiş) sağlanıncaya kadar bu kurumlara ihtiyaç vardı.

Onun içindir ki ihtilal hükümetleri dönemlerinde bile kapatılmaları gündeme geldi ama vazgeçildi. Arz-talep dengesi içinde büyüdü ve gelişti; eğitim sektörü içinde daha özel bir sektör haline geldi.

Ancak görüntüde önce “hizmet”ten “cemaat”e, sonra “cemaat”ten “örgüt”e dönüşen ve fakat aslında başından beri dış destekli “ihanet şebekesi” olduğu anlaşılan hastalıklı bir yapı; hayatın pek çok alanını olduğu gibi bu sektörü de sosyal ve ekonomik, siyasal ve bürokratik, dini ve ideolojik yönlerden istismar etti. Sihirli ve zehirli bir formülle akılları ve ruhları kirletti.

Ayrıca “aysberg”in görünen kısımlarıyla birlikte görünmeyen kısımları; “örgüt”ün, dahili unsurlarıyla birlikte harici unsurları da vardı. Devlet ya da Hükümet, vatanı ve milleti koruma ve kollama refleksini harekete geçirip söz konusu yapıyı, tüm kadrolarıyla ve kurumlarıyla birlikte, bünyeden söküp atma süreci içine girdi.

Dershanelerin dönüşümü sırasında, yumuşak geçiş yapmak ve muhtemel mağduriyetleri azaltmak için; örgüt bağlantısı olmayan kurumlara, azami dört yıllık süreyle, “Temel Lise” olarak devam etme hakkı tanındı. Öte yandan, sınavlara hazırlık ihtiyacını karşılamak amacıyla, bir ara formül üretildi, “Özel Öğretim Kursları”na kapı aralandı.

Bu arada, Özel Öğretim Kurumları yelpazesi içinde bulunan “Etüt Eğitim Merkezleri”, vaziyetten vazife çıkarıp yeni bir pozisyon aldılar. Mevzuatı ve müfredatı biraz esneterek fiilen, “sınava hazırlık merkezleri” oldular.

Önceki sene, Etüt Eğitim Merkezleri, herhangi bir dönüşüm süresi verilmeden kapatıldı; bu sene de Temel Liseler ile birlikte Özel Öğretim Kursları, gene dönüşüm süresi tanınmadan kapatılıyor. Ne hikmetse geniş kitleleri olumsuz yönde etkileyecek ve muhtemelen muhalif tavırları tetikleyecek bu kararlar hep seçime çeyrek kala açıklanıyor.

Bakan’ın ve ilgili bürokratların beyanlarına göre, sınavlara hazırlama ya da hazırlanma ihtiyacı; öğrenciler için okullar, mezunlar için Halk Eğitim Merkezleri tarafından karşılanacak. Pratiğin içinde bulunan öğretmen ve idareci camiasının ağırlıklı kanaatine göre ise ekonomik gücü iyi olan azınlık “özel ders”lere, bunu yapamayan çoğunluk “merdiven altı” dershanelere kayacak.

İşin kötüsü bunların içinde, FETÖ’nün kılık değiştirmiş kadrolarından ve kurumlarından oluşan “kripto dershaneler” de var. Kapatılacak kurumların ve açığa çıkarılacak kadroların en az iki katı kadarı; daha çok çocuğu ve genci, sınavlarla birlikte başka şeylere de hazırlayacaklar.

Bunların bir kısmının “ev”, bir kısmının “ofis”, bir kısmının “yurt” kılığında olduğu söyleniyor. Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Muammer Yıldız, “bu güne kadar ruhsatsız eğitim ve öğretim faaliyeti yaptığı tespit edilen 730 iş yerinin kapatıldığını” beyan ederken Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Başkanı İbrahim Taşel, “Türkiye’de resmi kursların iki-üç katı kadar (10.000 civarında) kaçak kurs var.” diyor.

Bu hal ve gidiş içinde çözüme katkı olması ümidi ve temennisiyle birkaç noktanın altını çizelim. Devlet-millet bütünlüğü dahilinde, böyle uygun görülmüşse “hayırlı olsun” diyelim; fakat, bildiğimiz doğrular ve inandığımız değerler ışığında, şerhlerimizi de düşelim.

Şüphesiz, okulların ve Halk Eğitim Merkezleri’nin derde deva olması bizim de samimi tercihimiz ve temennimizdir. Ancak öğretmenlerin ve idarecilerin, öğrencilerin ve öğrenci velilerinin mevcut yahut yerleşik altyapıları, anlayışları, işleyişleri içinde bu öngörü, yakın gelecekte gerçekleşmeyecektir.

Onun için, bir yandan kadroların ve kurumların yeterlilik düzeylerini artırmaya çalışılırken öte yandan, Özel Öğretim Kursları’na, makul bir süre tanınmalıdır. Ayrıca, takviye yahut tamamlama kursları açacak okulların dışardan öğretmen ve öğrenci alma hakkı olmalıdır.

Biliyoruz, her ameliyatın yan tesiri, doku kaybı, hatta ölüm riski olur. Fakat doktor ya da hastane, kaybı en aza indirecek yolu ve yöntemi bulmaktan sorumludur.

Devletin ve milletin tüm kadroları ve kurumları ile seferberlik ilan edilip öncelikle, “kripto dershaneler” kapatılsın. Örgüt bağı olmayan, eğitim sektöründe hizmet üretmekten ve satmaktan başka amacı bulunmayan kurumlar ise sistemin arızaları giderilip ihtiyaç ortadan kaldırılarak “doğal dönüşüm”e bırakılsın.

Zekeriya Erdim

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir