Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Salı, Nisan 23, 2024

Uyku Ve Hafıza

Beynimiz yaşamımız boyunca sürekli değişir. Örneğin bu yazıyı okumaya başladığınızdaki beyninizle bu yazıyı okumayı bitirdikten sonraki beyniniz farklı olacak. Hatta okuduğunuz bir cümle bile beyninizde yeni hücresel bağlantılar oluşmasına neden oluyor ve beyninizi değiştiriyor.

Bildiğimiz en karmaşık en gelişmiş biyolojik sistem insan beynidir. İnsan beynini anlamak için yine bize çok karmaşık gelen internet ağını düşünebiliriz. İnternet her an değişen milyarlarca bağlantıdan oluşur. İnsan beyni de her zaman değişebilen bağlantısal yapısıyla internet ağına benzer. Yaşadığımız her tecrübe beynimizde yeni bir bağlantı oluşmasına neden olur.

Öyleyse insan beyni anatomik olarak farklı bölümlerden oluşsa da bu farklı parçaları bir araya getiren ve bunun sonucunda öğrenme, düşünce, hafıza ve bilinç oluşturan, milyarlarca ve farklı farklı görevlerdeki bağlantılardan oluşmaktadır.

Dolayısıyla insan beynini; çok sayıda nöronun; devreler, gruplar ve fonksiyon alanları oluşturmuş son derece karmaşık modüler bir yapı olarak düşünebiliriz. Her hücre yumağının kendine göre bir görevi vardır ve bu yumaklar halindeki bağlantılardan oluşan beynin bütüncül yapısı bilinci oluşturur.

Bu bağlantısal yapının oluşumunda her bir nöron hücresinin bağlantı kurabilme kabiliyeti etkilidir. Sizin onlara gönderdiğiniz bilgilerle bağlantı kurarak öğrenmeye programlanmış bu hücrelerin her birinin 7000 bağlantı kurma kapasitesi bulunmaktadır. 100 milyar beyin hücrenizin olduğu düşünülürse beyninizin öğrenme kapasitesini varın siz hesap edin.

Buradan şöyle bir yargıya varabiliriz. Evrenin sınırlarının bilinmediği gibi beyninizin öğrenme kapasitesinin sınırları bilinmemektedir. Öyleyse beynimize yapacağınız en büyük iyilik onu yeni bilgilerle zorlamak olacaktır. Beyniniz zorlanmaktan hoşlanacaktır.

Yeni bilgiler, yeni öğrenmeler, beynimize yeni ufuklar açmakta, tek başına kalan ve doğal budanmaya (ölüme) uğrayacak olan nöron hücrelerinin yeni bağlantılar kurabilmesini sağlayarak yaşama tutunma olanağı sunmaktadır.

Öğrenmeler ve yaşamsal tecrübeler özellikle bu 0-16 yaş arasında çok önemlidir. Çocukların beyni 0-3 yaş aralığında en yüksek beyin hücresi sayısına sahiptir. Daha sonra ergenlikle birlikte insan beyni büyük bir budanma yaşar. İşte bu budanma büyük bir hücre ölümüdür. Beyin doğal olarak bağlantı oluşturmamış nöron hücrelerini budar yani ölümüne neden olur. Belki de bunu en az enerji harcamaya programlanmış beyin, işe yaramayan hücrelerden kurtulmak için yapar bilinmez ama bu süreçten sonra yeni yetenekler, yeni hobiler, yeni davranışlar kazanmak artık oldukça zordur.

Yani, öncelik 0-3 yaş olmak üzere 0-16 yaş arasında beyne ne ekersen karşılığında yetişkinliğinde onu biçersin. Bu sözü şöyle açıklayabiliriz; 0-16 yaş aralığında beyinde ne kadar ayrı ayrı görevleri olan kalıcı modüller ya da başka bir deyişle bağlantı yumakları oluşturursan, yetişkinlikte üzerine yetenek bina edebileceğin o kadar çok temel atmış olursun.

Peki öğrendiklerimizin kalıcı bağlantılar haline getirmek için ne yapılmalıdır? Hemen söyleyeyim; öğrenilenlerin yada öğrenme yönteminin duygularımızda karşılık buluyor olmasıdır. Duygusal içerikli anılar beynimizde ayrıcalıklı bir işlem görürler. Öğrenme faaliyetinin de bir anı olduğu düşünülürse duygusal içerikli öğrenmeler beynimizde ayrıcalıklı bir işlem görecek ve kalıcı hafızada depolanacaklardır.

Burada uykunun öğrenmelerin hafızamızda kalıcı olarak depolanmasındaki rolünden bahsetmekte fayda olduğunu düşünüyorum. Bazı bilimsel doğruları bilmeden yaşantımız yoluyla elde ettiğimiz olur. Hepimiz öğrenci iken gecenin bir vaktine kadar çalışıp üzerine uyku uyuruz. Bu yöntem ile sınavlarda başarılı olduğumuzu düşünürüz. Bu başarı büyük ihtimalle derse çalışıp gayret gösterdiğimiz içindir. Ancak Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesinden Bob Stickgold yeni edinilen anıların ne gibi süreçlerden geçeceğine uykunun önemli bir rolü olduğunu belirtmektedir. Ayrıca yine aynı fakülteden Anna Scharpiro, “yavaş dalga uykusu sırasında beynin farklı bölgeleri arasında olağanüstü nitelikte ve uzmanlaşmış bir dizi etkileşim meydana geliyor. En son oluşturulan anıların saklandığı hipokampus ve uzun süreli anıların son durağı korteks bölgeleri arasında bir iletişim kuruluyor. Korteks bu iletişim sayesinde yeni anıların arasından önemli olanları seçerek belleğe kaydediyor.” diyor.

 

İnsanlar gün içinde her öğrendiğini anımsamayabilirler. Beyin belli öğrenmelere öncelik tanır. Bu öncelik gören öğrenmeler ise duygusal içerikli öğrenmelerdir. Anna Scharpiro, insanın yoğun duygu yüklü anısı (öğrenmesi) olduğunda uykunun o öğrenmenin korunmasına yardımcı olacağını belirtiyor.

Sonuç olarak; İnsan beyni bağlantılar yoluyla öğrenmektedir. bağlantıların kalıcı olduğu en önemli dönem 0-3 yaş öncelikli olarak 0-16 yaş aralığıdır. Geçici öğrenmenin oluştuğu hipokampustan uzun süreli hafızanın oluştuğu kortekse aktarılmasında nitelikli bir uykunun önemi oldukça büyüktür. Ama öncelikle beyne öğrenme yoluyla bilgi, anı veya tecrübe göndermek, o muhteşem organı, beyni zorlamak gerekmektedir.

Hüseyin Özkan/www.turkiyeegitim.com

 

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir