Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Nisan 19, 2024

Erdoğan’ın Bahsettiği ‘Bazı’ Fetö’cüler

Herkesin Merak ettiğini Metin Özer Yazdı:

Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün, satır arasında önemli bir cümle kurdu:
– Bundan sonra Bahçeli ile sık sık bir araya gelmemiz lazım. Yoksa bazıları rahat durmaz, onlara bu fırsatı vermemek için Cumhur İttifakını diri tutmamız gerekiyor.
Tayyip Bey, bahsettiği ‘Bazıları’nın kimler olduğunu açıklamadığı gibi, bu ifadesinin altını da doldurmadı.
Peki kimdi bu bazıları?
Biliyorsunuz AK Parti – MHP ittifakı bir ara bozuldu.
AK Parti “affa”, MHP “and”a kızdı.
Kendi elleri ile kurdukları ittifakı yine kendi elleri ile yıktılar.
MHP’ye affı getirten de Danıştay’dan andı getiren de FETÖ’cülerdi.
Bir de üstüne Atatürk’e saldırı filmi çevirdiler.
FETÖ’nün bu tezgahlarıyla da son seçimin ortağı, AK Parti ile MHP, bir anda kanlı bıçaklı oldu.
İşte, FETÖ böyle bir fitnedir.
İşte, FETÖ böyle bir fesattır.
İşte, FETÖ böyle bir tehlikedir.
Hani ne oldu af meselesi? Hiç konuşan var mı?
Yok.
Nerede andımız olayı? Var mı konuşan?
Yok.
Affın da andın da vazifesi, ittifakı kırmaktı.
Maksat hasıl oldu, mesele kapandı.
Atatürk kavgası da aynı.
Birdenbire bir Atatürkçülük krizi peydahlandı.
Bir taraf Atatürk’e saldırırken, diğer taraf Atatürk’ü korumaya aldı.
Aslında taraf falan da yoktu.
Saldıran da koruyan da aynı taraftı.
Atatürk’e ‘PUT’ diyen de, ‘PUT DİYENİ TUT’ diyen de aynı ağızdı.
Atatürk’ün heykeline çekiçle vuran da, onu içeri tıkan da FETÖ’cülerdi.
Maksat; seçimler öncesinde ortalığı karıştırıp ittifakı yıkmaktı.
Dün Atatürk’e ‘KEFERE’ diyen FETÖ’cülerin, laikleri “KETENPEREYE” getirmeye çalışmasının nedeni aynı.
FETÖ’nün büyük hedefi; AK Parti – MHP ittifakını bozmaktı.
Bunun için, Çakıcı üzerinden bir af konusu peydahlandı.
Tezgahı kuranlar cezaevindeki FETÖ’cülerdi. Onlar hiç ortada görünmedi.
MHP kanadı, af meselesinin ardında FETÖ’nün olduğunu göremedi.
Tıpkı, AK Parti’nin, Danıştay’daki FETÖ’cüleri göremediği gibi..
Danıştay’ın 8’nci dairesi en kritik dairelerden birisidir.
Bu daire; üniversiteler ve YÖK gibi çok kritik ve özel öneme sahip kurumların kararlarına bakar.
8’nci daire, FETÖ’nün de en çok ilgi gösterdiği daire durumundadır.
FETÖ’nün Danıştay’daki imamı durumundaki kişi, aynı zamanda Danıştay üyesi olan Galip Tuncay Tutar’dı.
Tutar hapse girdi ama onun Tuttuğu bazı adamlar kendilerini gizleyip çeşitli dairelerde görev aldı.
5 üyesi bulunan 8’nci dairenin 3 üyesi, kafa kafaya verip andımız kararını çıkardı.
Peki bu üyelere ne oldu? Haklarında ve geçmişleri ile ilgili bir araştırma yapıldı mı?
Benim bildiğim yapılmadı.
Bu durumda yeni bir gol daha yolda demektir.
Yüksek yargıdaki FETÖ mücadelesinde şöyle bir sıkıntı var.
HSYK’dakiler buradaki bazı FETÖ’cülere, “Devremdir, hemşehrimdir” deyip dokunmuyor.
Dokunmayınca bakın ne oluyor?
‘Andımız’ meselesi gibi meseleler Danıştay dairesinden çıkıp Türkiye’nin gündemine oturuveriyor. Tıpkı Danıştay savcısının dün verdiği, “TSK’da türban yasağı sürsün” kararı gibi.
FETÖ’yü buralardan temizlemezsen kalende sürekli gol görürsün.
Bir Danıştay kararı bakın nelere neden oldu?
Danıştay’ın andımız kararı AK Parti’yi kızdırırken, AK Parti’nin bu karara kızmasına kızan MHP, ittifakta yüzük attı.
MHP’nin affına kızan AK Parti de, imzaladığı ittifak anlaşmasını yırttı.
İki tarafın da, “En az 5 yıl sürecek” dedikleri Cumhur İttifakı, FETÖ’CÜLERİN ALKIŞLARI ALTINDA 5 dakikada bozuluverdi.
Gördünüz mü FETÖ fitnesini…
İttifakın bozulmasında etkili olan başka bir fitne – fesat kaynağı daha var.
O da FETÖ’nün siyasi ayağı…
Ne hikmetse FETÖ ile mücadelede bu ayağa hiç dokunulmuyor.
Tıpkı YÖK ve üniversitelere hiç dokunulmadığı gibi.
FETÖ’den Gazi Üniversitesi’nden ihraç edilen bir karı – koca profesör, geçen ay Kırıkkale Üniversitesi’ne atanıverdi.
Bunun gibi yüzlerce örnek var.
Ne hikmetse FETÖ mücadelesi sadece asker ve polis üzerinden yürütülüyor.
Devlet, her gün onlarca FETÖ’cü asker ve polisi toplayıp duruyor.
FETÖ ile mücadele edenler, sanırım silahlı oldukları için, habire Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki FETÖ’cüleri temizliyor.
FETÖ iğrenç bir kırkayak gibidir.
Bunun bir ayağını kırsan da, geri kalan 39 ayağıyla her türlü pisliği yapar.
FETÖ’nün en tehlikeli ayağı da siyasi ayağıdır.
Bugün “Ciddi tehdittir” diye sürekli toplatılan, asker ve polislere emir veren de siyasi ayaktır.
Yargı kararlarını çıkartan da, ittifakı karartan da siyasi ayaktır.
Aynı siyasi ayak, Tayyip Bey’in önüne bir anket koydu.
Ankete göre AK Parti, MHP’siz neredeyse bütün illeri alıyordu.
Anketi getiren siyasi ayak, “Efendim MHP’siz de başarılı oluyoruz. Rakamlar bunu gösteriyor” dedi.
Tayyip Bey hatırlarsanız o tarihlerde, “İllerin büyük kısmını kazanıyoruz. Biz AK Parti’yiz. Bizim hiçbir ilde aday göstermememiz söz konusu olmaz.” demişti.
İşte kendisine o sözü ettirten, FETÖ’nün siyasi ayaklarının hazırladığı anketlerdi.
Bu anketlere güvenen Erdoğan, MHP ile ittifakı bozmakta bir beis görmedi.
Sonra bakıldı ki, iş hiç de öyle değil.
AK Parti o dönemde; ittifak görüşmeleri yapmak üzere 3 isim belirledi.
Bu üç isim; Ömer Çelik, Numan Kurtulmuş ve ‘Bir zamanlar 81 milyon FETÖ’cüydü’ sözüyle meşhur Mehmet Özhaseki idi.
Bunlar sözleşmiş gibi, MHP ile ittifakı bozmak için ellerinden geleni ardına koymadı.
O tarihlerde ben de dahil aklı başında olan herkes AK Parti’yi uyardı.
“Yapmayın, bu ittifakı bozmayın. Sonra pişman olursunuz. Sonra gelip tekrar masaya oturursunuz. Birbirinizin yüzüne bakacak yüzünüz olsun” dediler.
Sonunda değimiz gibi oldu.
Anadolu da, “Eğreti ata (elin atına) binen tez iner” derler.
Tayyip Bey de yanlışından tez dönüp ‘İttifaka devam” dedi.
Yeri gelmişken Özhaseki’nin sözüne de bir cevap vereyim.
Kendisi benim Kayseri’den hemşehrimdir ama ettiği laf, laf değil.
Büyüklerimiz, “İnsan insanın aynasıdır. Kişi kendisi nasılsa, karşısındaki insanı da öyle görür.” der.
Özhaseki de aynen böyle.
Verdiği rakama göre; ben 81 milyon 001’im.
Bütün hayatım FETÖ’cülerle ve buna benzer bozuk sapıklarla mücadele ile geçti.
Mehmet Bey de dahil çoğu siyasetçinin kutsal topraklara gider gibi yılda bir uğradıkları Pensilvanya’ya hiç gitmedim.
Bütün Ehl-i sünnet FETÖ tehlikesinin farkındaydı ve bağıra bağıra AK Parti’yi uyardı.
Peki siz ne yaptınız?
İki parmağınızla birden kulaklarınızı tıkadınız.
O yüzden herkesi kendiniz gibi sanmayın.
Mehmet Bey aynı açıklamasında ; “Haziran seçimlerinde özellikle milletvekillerinde aranan özelliklere bakılırken, en önemli özellik asla FETÖ ile ilişkisinin olmamasıydı. Kasım seçimlerinde de aynı kriter devam etti. Bütün teşkilatlarda FETÖ’cü diye şüphelendiğimiz bir kişi yok, kalmadı, çok şükür arındık.”dedi.
Güzel hemşehrim!..
Allah rızası için, sen bu söylediklerine inanıyor musun?
Bak sana tek bir örnek vereyim.
Yeni açıkladığınız bir belediye başkan adayınız var.
Bu adamın geçmişte attığı; Fetullahçı teröristleri ve gezicileri beğenen tweetlerini gördünüz mü, görmediniz mi?
Yeni başkan adayınızın; Tayyip Bey’e yapılan çirkin hakaretleri beğenmesinin izahını nasıl yaparsın?
Bu şahsın karısının; Tayyip Bey’e yaptığı hakaretlerini neden görmezden geldiniz ve dosyasını neden sümen altı ettiniz?
Buyurun cevap verin.
Siz bu sorulara cevap veremezken, milletin bu FETÖ bulaşığına oy vermesini nasıl istersiniz?
İşte, bizim dediğimiz siyasi ayak bu.
Kim bu adamın geçmişini temizleyip, aklayıp – paklayıp Tayyip Bey’in önüne getiriyorsa, o kişi FETÖ’nün siyasi ayağıdır.
Bunları temayül yoklamalarında kim liste başı yapıyorsa, o FETÖ’nün siyasi ayağıdır.
FETÖ kırkayağının, isterseniz 39 ayağını çekiçle tek tek kırın.
Siyasi ayağını kırmadıkça, o sizin ayağınızı kırar bunu bilin.

METİN ÖZER/HABERVİTRİNİ

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir