Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Nisan 19, 2024

29 Ekim ve İki Mesaj

SİNAN ONUŞ YAZDI

Bugün, iki bayram birden kutlanıyor. Biri, Türkiye Cumhuriyeti’nin 95. Kuruluş yıldönümü, diğeri ise Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük projesi olan 3. Havalimanı’nın açılışı. Cumhuriyet’in ilanı için 29 Ekim’in seçilmesinin ardında önemli bir mesaj yatıyor. Milli Mücadele kahramanlarından Fahrettin Altay, Cumhuriyet’in ilanından iki yıl sonra 1925’te Mustafa Kemal’e, neden bu tarihi seçtiğini soruyor. Aldığı yanıt şöyle: 

“Mondros 30 Ekim’dir. Cumhuriyet 29 Ekim. İşte bu da mazlum bir milletin ahıdır. Sanırım ki o zamanki devletler bunu anlamışlardır. Deyiniz ki bu tarihten silinmek istenilen bir milletin öcüdür…”

Bugün de dünya, bu yüzyılın başından beri ilk defa her alanda belirsizliklerin öne çıktığı bir dönemden geçiyor. Büyük askeri seçenekleri tetikleyecek kadar karmaşık bir hal alan bu belirsizliklerin düğümü, Türkiye’nin de tam ortasında bulunduğu coğrafyada çözülecek görülüyor. Bu anlamda, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük projesi olan 3. Havalimanı’nın açılışının 29 Ekim’de yapılması, beka sorununu önceleyen Türkiye’nin, 95 yıl sonra bu kez, bu zamanki devletlere, ikinci bir mesajı olarak görmek gerekiyor.

Cumhuriyet Tercih Değil Bir Zorunluluktu

18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı, toprak kayıplarını önlemek için Avrupa devletleriyle ilişkilerinde diplomasiyi, sıcak savaşın yerine koydu. Ancak yine de toprak kayıplarının ve yıkılmanın önünü alamadı. Bu, geri çekilişi durduran ama savunmayı esas alan bir pozisyondu. Bu savunma pozisyonu, 1919-1922 arasındaki Milli Mücadele döneminde önemli bir kırılma yaşadı. Misak-ı Milli çerçevesinde Türkiye, bekasını korumak için yayılmacı olmayan savaş verdi. Ardında da tercihten öte zorunluluk olarak Cumhuriyet ilan edildi.

Cumhuriyet, bir gecede ortaya çıkan bir fikir değildi. Türk aydınları, Osmanlının son döneminde de millet iradesinin tesisi için görüşler dile getiriyordu. Cumhuriyet, işte bu mirasın sonucu olarak ortaya çıktı.

“Yarın Cumhuriyet İlan Edeceğiz”

Peki, Cumhuriyet ilan edilmeden bir gün önce neler yaşandı? Mustafa Kemal, o geceyi Nutuk’ta şöyle anlatıyor:

” … Gece olmuştu. Çankaya’ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemâlettin Sami ve Hâlit Paşalara rastladım. Ali Fuat Paşa, Ankara’dan hareket ederken bunların Ankara’ya geldiklerini, o günkü gazetede, ‘Bir uğurlama ve bir karşılama’ başlığı altında okumuştum. Daha kendileriyle görüşmemiştim. Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Millî Savunma Bakanı Kâzım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim. İsmet Paşa ile Kâzım Paşa’ya ve Fethi Bey’e de Çankaya’ya benimle birlikte gelmelerini söyledim. Çankaya’ya gittiğim zaman orada, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Beylerle karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum. Yemek sırasında, ‘Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz’ dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim.”

Bu konuşmanın ertesi günü, Mustafa Kemal’in 29 Ekim 1933’te verdiği 10. Yıl Nutkunda en büyük bayram olarak nitelediği Cumhuriyet ilan edildi.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir