Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Mart 29, 2024

‘Gümüş Motor’un Adı Nereden Geliyor?

Geçen günlerde prototipi sergilenen TOGG ile birlikte Yerli ve Milli otomobil üretme sevdamız ülkemizde heyecan kasırgaları oluşturdu. Tüm dünyanın ilgisiz kalamadığı Türk otomobilinin oluşturduğu gündem lehte ya da aleyhte değerlendirmelere konu olmaya devam ediyor.

Hala sıcaklığını devam ettiren tartışmalara bir nebze de olsa katkı yapmak istiyorum. Otomobil konusunda teknik bilgilerim zayıftır. Sadece binmesini biliyorum desem yeridir.

‘Gümüş Motor’u ve onun akıbetini hepimiz hatırlarız hatırlamasına da acaba adının nereden geldiğini kaç kişi biliyordur? Ben bu yazımda ilk yerli motorumuzun adının nereden geldiğini açıklamaya çalışacağım.

Malum gümüş motoru ülkemize kazandıran ekibin başında rahmetli Erbakan vardı. Gümüş Motor denildiğinde hemen Erbakan akla gelir. Peki, Merhum Erbakan’ın önderliğinde gerçekleştirilen bu ilk yerli motorun ismi neden ‘Gümüş Motor’ idi.

1 Temmuz 1956 günü Gümüş Motor yaklaşık 300 ortaklı olarak kurulur ve temeli atılır. Erbakan, o yılların toplu iğne bile yapılamayan, ancak montaj fabrikalarının kurulabildiği Türkiye’sinde, dünya çapında bir motor fabrikası kurmuştur..  2011yılının sonlarına kadar Pancar Motor adıyla üretimini sürdüren bu fabrika, Almanya’dan Afrika’ya 27 ülkeye ihracat yapmış ve binlerce insana ekmek teknesi olmuştu. Yaklaşık 300 kişiden oluşan ortakların kahır ekseriyeti Gümüşhanevi Tekkesi’ne intisaplı idi.

Burada sözü Sedat Özgür’e  verelim ve ‘gümüş’isminin nereden geldiğini o açıklasın. “Necmettin Erbakan ve Gümüş Motor”isimli kitabı hakkında İLEM’de verdiği seminerde Özgür şöyle diyordu:

“1950’li yıllarda Gümüş Motor’un ortaya çıkmasında Nakşibendi Tarikatının Gümüşhanevi Tekkesi önemli rol oynamıştır. Bu dergâhın üç postnişi ( sırasıyla – Abdullah Hasib Yardımcı, Kazanlı Abdülaziz Bekkine ve Mehmet Zahid Kotku-) Erbakan’ın yetişmesinde ve yaptığı çalışmalarda ona doğrudan veya dolaylı destek olmuşlardır.

Mehmet Zahid Kotku Hoca Efendi, kendi kültürümüze sahip olmak ve Batı’nın pazarı olmaktan kurtulmak için temel ihtiyaçlarımızı karşılayacak bir sanayileşmenin, ekonomik ve siyasi bağımsızlığın elde edilmesinde önemli bir güç olduğuna inanır. Türkiye’nin tarım ülkesi olarak görüldüğü ve öylece kabullenildiği yıllarda; ekonomik yönden, özelikle de savunma ve ağır sanayide, dışarıya bağımlı olmamak için sanayileşmek gerektiğini dile getirir. O, Türkiye’nin ekonomik olarak dışarıya bağımlılığının, kültürel bağımlılığı getireceğinin, bunun da Batı’ya tutsaklık anlamına geldiğinin bilincindedir. Bu nedenle Müslümanların, “kalkınma” için birleşmeyi, bir ibadet gibi algılamalarını istemiş ve sürekli sohbetlerinde bu durumu ifade etmiştir. Bu durum ülkesini ve milletini seven insanları harekete geçirerek bir motor fabrikası kurmaya yöneltmiştir. Mehmet Zahid Kotku Efendi’nin manevi öncülüğünde kurulan bu fabrika; aynı zamanda Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren kendilerine iktisadi-sosyal olarak bir yaşam alanı açmaya çalışan inançlı insanların ilk ciddi girişimlerinden biri olur. 1956 yılında, 6 milyon liralık sermaye ile Necmettin Erbakan öncülüğünde kurulan Gümüş Motor Fabrikası 1960 yılında Maliye Vekili Hasan Polatkan’ın katılımıyla seri üretime başlamıştır. Fabrikanın Genel Müdürlüğünü Necmettin Erbakan yürütüyordu.

Adil Gülmez

@umradil

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir