Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Perşembe, Nisan 25, 2024

Ah şu ajans

Şayet üretilmiş bir siyasi kişilikseniz, üretim safhasında iş biraz abartılmış ve fazlaca doza da maruz kalmışsanız vay halinize.

Arkanızdan omuzunuza uzanıp ‘tamam yeter artık biraz daha uzatırsan aleyhine olur’ dercesine sizi minibüse çekiştiren el de deşifre olmuşsa vah ki vah!

CHP’li yurtsever kardeşlerimden duydum; çalışmadan terleyen bu arkadaş belediyeye filan uğramıyormuş, postu ajansa sermiş.

Anlayacağınız yükletmeye devam ediyor. Korkarım aşırı dozdan akli melekelerini tamamen yitirecek.

Davutoğlu da benzer bir zehirlenme yaşamıştı, akıbeti malum. Onun ajansı da dur durak bilmeden yüklüyor da yüklüyor. Öyle ki sosyal medyadan soğuttu milleti. Tik tok mik tok Allah ne verdiyse yardırıyor. Geçen gördüm, ormanda yürütmüşler, gençlik neredeyse biz oradayız gibi laflar ediyor.

Ormanda!

Deveye cilve yap demişler, oturağıyla köyü yıkmış!

Koyalım şuracığa bir ‘neyse’mizi dönelim asıl meseleye.

O ajansa bir çift sözüm var! Hadi toplumun açtığı bir kredi vardı, nasıl saçmalatırsanız saçmalatın bu bol paralı müşterinize yarıyordu.

Ama o krediyi tükettiniz bilesiniz!

İstanbul’u sel bastığında güneyde deniz-kum-güneş üçlüsünden istifade eden bu arkadaşa döndüğünde ‘tatil en çok bana yakışıyor’ dedirttiniz, o da pişkince tekrarladı, millet de gülüp geçti; eyvallah.

Sıkıştığın zaman üzülüyorum, kalbim kırılıyor deyip sıyrıl’ dedirttiniz millet yedi.

Belediyenin çöp kamyonunu, ambulansını, hasta nakil aracını Yenikapı’ya dizdirip ‘israf şov’ yaptırdınız millet göz yumdu.

Egosu yaradılıştan şişik bu arkadaşı ne hale getirdiğinizin farkında mısınız yahu?

Her ajans toplantısında ‘sen var ya başkanım sen..’ diye diye bu sembolik arkadaşı ekran karşısında artık güldüremeyen Cem Yılmaz’a rakip olacak seviyeye getirmeyi başardınız.

Bravo size!

Ben sıradan biri değilim, öyle herkesi benim karşımda telefona bağlayamazsınız’ dedirttiniz adama yahu.

Daha düne kadar ‘emrinizdeyim hocam’ dediği Celal Şengör’e, sırf ‘Kanal İstanbul depremi tetiklemez’ sözleri için panikleyip şarladı sizin yüzünüzden.

Tamam, kendisi de teşne, orijinal hali bu ama siz de bu kadar gaz vermeyin şu arkadaşa yahu.

Olacağı buydu! Ailece bozdunuz ayarlarını. Eşini yabancı dergilere kapak yaptınız, işte cumhuriyet kadını dediniz, pohpohladınız da pohpohladınız.

Ne oldu?

O da çıkıp “Eşim nereye gideceğini bilir. Türkiye’yi yorumlayan, dünyayı yorumlayabilen ve ona göre nereye gideceğini bilen Türk kadını” gibi tuhaf manasız sözler etti. Yetinmedi, üniversite mezunu, doktora filan yaptı da deyiverdi.

Cahil değil, çok okumuş bir kadın demeye getirdi.

Ve son bir not.

Siz şimdi alın benim bu yazımı, bugünkü ajans toplantınızda başkanınıza okuyun. ‘Efendim yine gündemdeyiz, reklamın iyisi kötüsü olmaz, her gün bizden bahsediyorlar’ gibi laflar edin.

Bu ayın faturasına da benim yazımı ekleyiverin.

Yüklemeyi bir miktar daha artırın.

Cem Yılmaz’la arayı nasıl düzeltirsiniz onu da siz düşünün.

Turgay Güler/Akşam

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir