Başkan Erdoğan’ın o tarihi konuşmasını BM binasında takip ettik. (Biz de oradaydık Cüneyt!)
Diğer tüm liderler kendi ülkeleri ve çoğunlukla ekonomik gelişmelerden bahsederken Erdoğan dünyanın vicdanı, mazlumların sesi oldu…
“Dünyanın bir yanı yüksek refah seviyesi, lüksle hayatını sürdürürken diğer tarafta açlığın, sefaletin, cehaletin kol gezmesi kabul edilemez” dedi.
“Nükleer güç ya herkes için yasak ya da herkes için serbest olmalıdır” dedi.
“İsrail devletinin sınırları neresidir?” diye sordu BM kürsüsünden.
BM kararlarına rağmen Keşmir’de 8 milyon insanın abluka altında olduğunu ve dünyanın buna sessiz kalmaması gerektiğini söyledi.
“Dünya, milyonlarca mazlumu çabuk unuttu. Ama biz, cansız bedeni kıyıya vuran Aylan bebeklerin görüntülerini unutmadık, unutmayacağız” dedi.
Arakan’daki Müslümanların soykırıma uğramasından tutun da, Cemal Kaşıkçı cinayeti, Mısır’ın seçilmiş cumhurbaşkanının mahkemede çırpınarak ölmesine kadar birçok meseleyi dile getirdi.
“Yeni Zelanda’da Müslümanları hedef alan saldırı ne kadar yanlışsa ABD’de Hıristiyanları hedef alan terör saldırıları da o kadar yanlıştır” dedi.
Vicdanlara seslendi…
“Dünya beşten büyüktür” mottosunu tekrarladı…
Ve dünyaya 5 maddeyle seslendi;
Herkes için özgürlük,
Herkes için barış,
Herkes için refah,
Herkes için adalet,
Ve herkes için huzurlu ve güvenli bir gelecek…
***
Evet, tarihi bir konuşmaydı.
Ezberleri bozan, cesur bir dünya lideri olduğunu BM Genel Kurulu’nda tüm dünyaya bir daha gösterdi. Dünyanın vicdanı, mazlumların sesi oldu…
Sabah akşam Erdoğan’a nefret kusmayı gazetecilik sanan bizim kaşalotlar rahatsız oldular doğal olarak!
Ve tabii ki egemen güçler…
Batı’nın yerinde olsam ben de pek hazzetmem Erdoğan’ın konuşmasından!..
Zira “Medeniyetin beşiği olup, demokrasi ile birlikte en fazla “silah ihraç eden” Batı’nın yüzüne yine ayna tuttu Erdoğan. “Siz busunuz” dedi…
Hamdolsun Rabbime…
Şunu da samimiyetle itiraf edeyim.
Binadan ayrılırken, giriş çıkışta ya da koridorlarda karşılaştığımız bazı ülkelerin başbakanları, cumhurbaşkanlarına bakarken acayip mağrur bir haldeydim. Yürüyüşüm bile değişti!..
Hikmet Genç/Akşam
