Hep söylüyorum “Yanlış isimlerle millete istikamet vermek istiyorlar” diyorum. O yüzden olmaz ve olmuyor da! “Niye doğru isimleri bulmuyorlar?” derseniz, o mümkün değil. Doğru isimler operasyon aleti olurlar mı hiç!
31 Mart ve 23 Haziran’da çok güçlü rüzgârlar estirdiler. Binali Yıldırım o havanın kurbanı oldu. Ekrem İmamoğlu geldi, koltuğa oturdu. Aradan 2,5 ay geçti. Henüz çok yeni, ama buna rağmen hakkında bir fikir oluştu. İddia ediyorum, bugün seçim olsun İmamoğlu o oy oranını zor bulur. Kimse bir şey yapmadı, kendi çabalarıyla gerçekleştirdi bunu. Ayrıca daha da zor günler bekliyor kendisini. Attığı adımlara, uyguladığı politikalara bakılırsa, olacaklar belli: Çevresindeki bir grup seçmen iyice kenetlenip kemikleşecek; “Bir de bunu deneyelim” diyenler birer birer uzaklaşacak.
İmamoğlu balonu tamamen sönecek!
***
Bir algıydı Ekrem İmamoğlu. Üzerinde iyi çalışıldı, topluma güzel paketlenerek sunuldu ve sonuç alındı. Durum bu olunca, beklenti çıtası yükseğe çıktı tabi!
2,5 aylık icraatın sonucu ise tam bir hayal kırıklığı.
Seçim öncesi verilen vaatler kâğıt üzerinde kaldı. Bir kısmının tam tersi yapılıyor, bir bölümü için “cek, cak” lı ifadelerle zaman kazanılıyor, bazıları da “Kim söylemiş, biz öyle bir şey demedik” diye inkâr ediliyor.
Geçmişte yapılanların üzerine konulan tek bir tuğla bile yok. Buna karşılık sergilenen tek marifet, eskiye “tu-kaka” demek; önceki yönetimi karalayarak, toplumda yeni algılar oluşturmak.
“Başka ne var?” derseniz, bir de nerede toplantı, festival, düğün-dernek yapılıyorsa, orada boy gösteren bir portre var.
En çok akıllara yerleşen “Herkesi kucaklaşacağız” sloganı. İstanbul koca bir şehir. Millet hizmet bekliyor, her gün çözülmesi gereken başka bir sorun ortaya çıkıyor. Doğal afetlerde sıkıntılar yaşanıyor. Böyle bir gerçek karşısında yeni algılar oluşturmaya çalışarak, laf kalabalığı, geçmişi suçlama ve lay, lay, lomla geçer mi koca bir dönem?
Geçmez elbet!
***
En önemlisi “Herkesi kucaklayacağım” diyen Ekrem Bey, toplumun büyük kesimine savaş açmış durumda!
Bir yandan “israfa bakın” diyerek Yenikapı’ya belediye araçlarını yığıyor. İllüzyon yapıyor. Diğer taraftan, kapalı kapılar ardında çok daha yüksek bedellerle araç kiralıyor.
Hitler, Mussolini ve Stalin politikaları uyguluyor. Kendi yandaşlarına yer açmak için binlerce işçiyi kapının önüne koyuyor. Yetmiyor, ekmek kavgası yapan bu insanlarla ilgili karalama kampanyaları düzenliyor.
Gezi Kalkışmasında İstanbul’u yakıp-yıkan, devlete kafa tutan isimlere belediyede yetki veriyor. Yürütülen terör soruşturması dolayısıyla görevden alınan PKK yanlılarını ziyaret ediyor. Kucakladığı, destek verdiği, birlikte yol yürüdüğü insanlar işte bunlar.
Diyarbakır’da HDP önünde yaşanan insanlık dramı ise umurunda bile değil.
Böyle bir fotoğraf var karşımızda. Bu fotoğraf giderek daha da netleşiyor. Birileri de Ekrem Bey’in 2023 Cumhurbaşkanlığı Seçimine hazırlandığını söylüyor.
Oysa yaldızlar döküldü artık. Ne Cumhurbaşkanlığı? Bugün seçim olsa İmamoğlu’nun İstanbul’da aynı oy oranını bulması bile imkânsız!
Emin Pazarcı/Akşam
