Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Nisan 19, 2024

Tam da Yunan Tehdidi Varken Bunca Yunan Bağlantısı Tesadüf mü?

Ekrem İmamoğlu, kendisi için “İstanbul’u fetheden Yunanlı” diyen Yunan yayın organının bu iddiasını cevapsız bırakmıştı.

Sorulunca öfkelenen ve  net bir yanıt vermekten kaçınan İmamoğlu, o  haberi yayınlayan site için “uyduruk  bir haber sitesi” demekle yetinmiş, uyduruk olduğundan cevap verme gereği duymadığını öne sürmüştü.

Oysa Protothema adlı Yunan yayın organının Yunanistan’ın en çok takip edilen haber sitelerinden biri olduğu ortaya çıktı.

Alexa’nın verilerine göre sitenin takip edilme sıralamasındaki yeri ise İmamoğlu’nun röportaj verecek kadar ciddiye aldığı T24 gibi bir çok haber sitesinden üstte bulunuyor.
Ayrıca İmamoğlu’na “Yunan” diyen Protothema’nın sıradan hatta uyduruk bir site olduğunu var sayalım, peki o zaman İmamoğlu için “Pontus kökenli Rum” tanımlamasını yapan Amerikan CNN’in Yunanca versiyonuna ne demeli, İmamoğlu için CNN de uyduruk bir kanal mı acaba?

İMAMOĞLU’NUN YUNAN HAYRANLIKLARI

-2016’da Trabzon Yenice köyünde Yunan dostlarıyla horon tepti. Videosunu da sosyal medya hesabından “Yenice’de Yunan dostlarla horon” diye paylaştı.

-2017’de Beylikdüzü’nde Türk katili Makaryos’un heykelini dikti.

 

-2018’de Yunanistan eski Başbakanı Papandreu’ya “vefa ödülü” adı altında bir ödül verdi.

-Seçim sürecinde Yunan basınında ‘Pontus Rum’ kökenli olduğu yazıldı.

-Çok iyi Rumca konuştuğu iddia edildi.

-31 Mart sonrası Yunan haber sitesi, “İstanbul’u fetheden Yunan” diye manşet attı.

 

-Makam odasındaki kütüphanesinin en görünen yerindeki İstanbul konulu “Manastırların Penceresinden İstanbul” adlı kitap bile Yunanistan’dan İzmir’e göç eden Levanten Hristiyan kökenli yazara ait çıktı.

-Seçim sürecinde bir de Türkiye aleyhinde doğalgaz çetelerinin yuvalandığı Kıbrıs’a gitti, bir belediye başkan adayı gibi değil de bir lider havasıyla adada temaslarda bulundu, mesajlar verdi ve hatta “Türkiye’de demokrasi savaşı veriyoruz” diye Kıbrıs’ta Türkiye’yi şikayet etti. Olabilir tabi ki ama bundan sonrasında biraz çelişki ve garabet var sanki. 

Rauf Denktaş’ın mezarına da gitti, anıt defterine 2017 yılında Beylikdüzü’nde yaptırdığı Kıbrıs temalı heykeli hatırlatıp “İstanbul’da Beylikdüzü’nde sizlerin anıtını yaparak Türkiye’ye, İstanbul’a anlatmanın onurunu yaşıyorum. Ruhun şad olsun” yazdı. Halbuki o anıtta Rauf Denktaş’la beraber Kıbrıs Türklerinin katili olan Makaryos’un da heykeli vardı. İmamoğlu Makaryos’tan bahsetmedi elbette. Ayrıca Kıbrıs’taki temaslarında ABD-İsrail bağlantılarıyla bilinen bazı işadamlarıyla görüştüğü de ortaya çıktı.

Ekrem İmamoğlu’nun Yunan ve Rum hayranlığıyla ilgili bir çok unsur var, hepsi de kayıt altında.
Normal mi değil mi?
Sorunca kızıyor, kesinlikle cevap vermiyor.
Ama mesajlar çok açık ve ortada.

Yunanlılarla horon tepen, Rumca bilen yerel belediye başkanları olabilir.
Ama bir ilçe belediye başkanı neden kendi ülkesinin halkını katleden Makaryos gibi bir Rum katilin heykelini diker? Dünyanın neresinde kaç tane ilçe belediye başkanı bir başka ülkenin Başbakanına  “vefa ödülü” verir?

Bırakın cevaplamayı bu soruları sordurmuyor bile.

Doğu Akdeniz’de doğalgaz nedeniyle Rumlar ve Yunanlılar üzerinden Türkiye’ye tehditlerin yağdırıldığı bu günlerde İstanbul belediye başkan adayının Rum ve Yunan bağlantıları neresinden bakarsanız bakın dikkat çekicidir.

ABD ve Yunan gazetelerinde hemen hemen her gün Türkiye’ye yönelik ABD-Yunan ortaklığında işgal, saldırı ve savaş senaryolarının yazılıp, çizildiği bu günlerde İstanbul belediye başkan adayının bunca Yunan ve Rum bağlantısı tesadüf mü değil mi?

Bu soruların sorulması, cevaplarının merak edilmesi anormal beklentiler mi?
Muhatabın bu sorulara öfkelenmesi, yanıt vermemesi hiç kafa karıştırıcı değil mi?

ATİNA BELEDİYE BAŞKAN ADAYI BENZER ŞEYLERİ YAPSA NELER OLUR?

O halde şöyle sorsak, belki o zaman içerisinde bulunduğumuz mesele daha net anlaşılır.
Mesela tam bu süreçte Atina’da belediye seçimi olsa…
Adaylardan biri Atina’ya Fatih Sultan Mehmet heykeli dikmiş olsa,
Batı Trakya’da Türklerle çayda çıra oynasa,
Eski başbakanlarımızdan birine vefa ödülü vermiş olsa,
Atina’nın tarihini Yunan kaynaklardan değil de Osmanlı kaynaklarından okuyor olsa,
Ve biz Türk gazeteciler, “Atina’yı Osmanlı torunu fethediyor” diye manşetler atıyor olsak Yunanistan’da kıyamet kopar mıydı, kopmaz mıydı?

Taha Dağlı/Haber7

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir