Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Perşembe, Mart 28, 2024

İsrail Hava Hâkimiyetini Yunanistan’a Borçlu

Türkiye’nin Rusya’dan füze sistemi almasının NATO ittifakının güvenliğini sarsacağını iddia edenler (konu Türkiye üzerinde tehdit meydana getirmek olduğunda) bir başka NATO üyesinin Rusya’yla silah ticaretine nasıl göz yummuşlardı? 1995 yılının son günlerinde başlayıp 1996’nın Ocak ayında zirve noktasına ulaşan Ege Denizi’ndeki Kardak krizi, Yunanistan’ın savunma stratejisinde dönüm noktası oldu.

Kardak kayalıklarına sahip çıkma konusunda Türkiye’nin karşısında başarısız olan Yunanistan, ABD’nin Ege Denizi’nde dengeyi sağlamak adına her iki tarafa yaptığı orantılı silah satışının ihtiyaçlarını karşılamadığına karar verdi. Atina’nın ilk adımı 1996 yılında GKRY topraklarına yerleştirilmek üzere S-300 hava savunma sistemi alımı için Rusya ile anlaşma imzalamak oldu.

Türkiye’nin baskıları sonucu Güney Kıbrıs’a konuşlandırılamayan bu füzeler 1998 yılında, bugün Doğu Akdeniz’de stratejik önemi giderek artan Yunanistan’ın Girit Adası’na yerleştirildi. İsrail yıllarca Rus yapımı bu sistemlere saldırı tatbikatlarını Girit’te gerçekleştirdi. İsrail Hava Kuvvetleri, Suriye hava sahasında bugün sağladığı hava hâkimiyetini büyük ölçüde Yunanistan’ın yaptığı bu katkıya borçlu.

Girit’teki S-300 füze sistemi Türkiye kamuoyunun gündemine sık sık gelmekle beraber, Yunanistan bununla yetinmedi. 1999 ve 2004 yılında Rusya’dan TOR-M1 ve OSA AKM (SA-8B) orta ve alçak irtifa hava savunma sistemleri satın almak için de anlaşmalar imzaladı. Rus yapımı bu hava savunma sistemleri bugün NATO üyesi Yunanistan’ın hava savunma sistemine entegre edildiği gibi, GKRY topraklarına da konuşlandırıldı.

Her iki füze sistemi, yine NATO hava güçleri için tehlike arz edecek radar sistemleriyle beraber kullanılıyor. Ancak ne hikmetse 1999 yılından bugüne ABD başta olmak üzere hiçbir NATO ülkesi, Yunanistan’ın Rus yapımı bu hava savunma sistemlerinin NATO için bir tehdit olup olmadığını sorgulamamış, Yunanistan silahlı kuvvetleri mensuplarının silah sistemlerinin kullanımı için Rusya’ya gidip gelmelerini, Rusya silahlı kuvvetleriyle işbirliği içinde olmalarını güvenlik meselesi haline getirmemiştir.

F-35 uçaklarıyla S-400’lerin bir arada kullanılması halinde Amerikan uçaklarının radar izlerinin Rusya tarafından elde edilmesi tehlikesi, herhalde Rus yapımı radarlar Yunan ordusu tarafından kullanıldığında söz konusu olmamaktadır.

MEHMET AYFER KANCI

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir