1.
Bir 18 Mart’ta, Çanakkale Zaferimizin 104’üncü yıl dönümünde Rabbimden niyazım odur ki, muhteşem tarihimiz iyisiyle kötüsüyle, sevabıyla günahıyla, güzelliğiyle çirkinliğiyle, hayırlısıyla hayırsızıyla, faydalısıyla zararlısıyla noktasına, virgülüne, noktalı virgülüne, ünlemine, soru işaretine kadar her şeyi aynen yazılsın.
Gizli kapaklı hiçbir şey kalmasın, hiçbir şeyin üstü örtülmesin.
Muhteşem tarihimiz algıyla, olsa olsayla, olmadık kişileri kahraman, olmayan kişileri vatan haini yaparak yazılmasa…
Her şey örtüsüz, tesettürsüz, şeffaf hatta transparan olacak şekilde açık, seçik, net, çıplak olarak yazılsa…
*
2.
Tarih yazma işine irticayı kökünden kazıyan 28 Şubattan başlansa…
Güven Erkaya, İsmail Hakkı Karadayı, Çevik Bir, Çetin Doğan ve benzeri kahramanların irtica ile mücadele ederken ülkeye neler kazandırıp neler kaybettirdikleri birer birer, bütün ayrıntılarıyla ortaya dökülse…
Ülkenin kasasından çıkarılan paraların kimlerin kasasına aktarıldığı adresleriyle birlikte anlatılsa…
Bu arada elbet Ali Kalkancı, Fadime Şahin, Müslüm Gündüz ve Aczimendiler için çok geniş bir paragraf açılsa..
Elbet bütün bunları yapan irtica kahramanlarının asıl kimlikleri mutlaka açığa çıkarılsa…
Yani bu millet nesilden nesile isimleri aktarılacak bu kahramanların(!) asli kimliklerini bilmekten mahrum kalmasa…
Ve böylece bu aziz milletin rahmet okuma veya lanet etme işlevleri tam yerini bulsa…
*
3.
Burada yazdıklarım geriye doğru bütün dönemleri kapsasa…
Bütün dönemlerin yöneticilerinin yaptıkları yapamadıkları, yedikleri içtikleri, saltanatları, kayırdıkları, ayırdıkları, abat ettikleri, berbat ettikleri, öldürdükleri, güldürdükleri, ocaklarını söndürdükleri olduğu gibi anlatılsa…
Amasız, fakatsız, lakinsiz…
Herkes amasını, fakatını, lakinini kendisi koysa…
Bütün bu dönemlerin başrol oyuncuları, ikinci, üçüncü adamların isimleri cisimleri, asli kimlikleri geldikleri yerler, üstlendikleri görevleri en ince ayrıntılarıyla kayda geçirilse…
*
4.
Ve Cihan Devleti Yürüyüşüne tam da buradan başlasa…
Tabusuz, tapusuz, her şey kendi malımız olarak…
Bunun geleceği günü bekliyorum…
Seyit Mehmet Şen
