Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cumartesi, Nisan 20, 2024

MOSSAD Casusları İran’da

Hikâye bu ya;
“Suriye Cumhurbaşkanı Hafız El Esad bir gün İsrail Başbakanı Simon Peres ile karşılaşmış. Peres, Esad’a, “Muhaberat’ınla çok övünüyorsun ama Lazkiye kıyılarına denizaltı gönderdik haberiniz bile yok” demiş.
Esad da, “Sen adamlarını gönder de o denizaltının altına baksınlar” cevabını vermiş.
Peres adamlarını göndermiş ve bir de ne görsünler? Denizaltının altında Suriye Muhaberat’ının damgası var!”

İsrail ile İran’ın kayıkçı kavgasına bakanlar bu iki Ortadoğu ülkesini kanlı bıçaklı düşman sanır. Oysa gerçek hiç de göründüğü gibi değil.
İran istihbaratında Yahudi casuslar mevcut…
Aslında İran istihbaratının insan kaynaklarında İran Yahudileri başta geliyor.
İsrail yönetiminde oldukça etkililer.

Mesela İsrail’in 8. Cumhurbaşkanı Moşe Katsav, İran’ın Yezd şehrinde doğmuş, ailesi kendisini Tahran’a getirmiş, 1951 Haziran’ında 5 yaşındayken İsrail’e göç etmiş, hala anadil seviyesinde Farsça konuşabiliyor.
Şah döneminde İran, İsrail’e petrol sağlarken; MOSSAD ajanları SAVAK üyelerini eğitti ve İsrail, İran’a silah ve ilgi alanlarda servis sağladı.
Aynı şekilde İran, 1973 Arap-İsrail Savaşı’nda da, İsrail aleyhine petrol boykotuna katılmadı.
Nixon ve Kissinger’in Mayıs 1972’de Tahran’ı ziyaret etmelerinin ardından Amerika, Şah’ın, nükleer silahlar dahil olmak üzere, her türlü silah alımını kabul etti.
1970lerde ABD’nin ihraç ettiği silah satışının yarısı İran’a gidiyordu ve silah satışı İran- ABD ilişkilerinin esasını teşkil etmekteydi.
Kudüs Tugayları kime karşı?

Bakmayın siz İran’ın, Kudüs Tugayları kurduğuna; Kudüs Tugayları, Filistin’de değil Suriye’de savaşıyor.
Velayeti Fakih rejimi, İran vatandaşı Yahudilerin gönlünü almak için boş durmuyor.
Sadece Tahran’da 8 bin 500 kişilik Yahudi cemaati var ve cemaatin lideri Hümayun Samiyah Necef Ebadi’nin, yönetimle arası gayet iyi.
20 Ocak 2015’te Irak’la savaşta ölen İran Yahudilerinin anısına anıt açılmıştı.
Yahudi mezarlığına yerleştirilen ve etrafı İran bayraklarıyla donatılan büyük taş blokun bir yüzüne Yahudilerin en eski sembollerinden Yedi Kollu Şamdan çizildi, ölen Yahudilerin isimleri yazıldı ve Farsça ve İbranice “şehit” ibaresi konuldu.
İsrail ajanları İran’da ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor…

İsrail başbakanı Binyamin Netanyahu, nükleer programını kontrol etmek için ajanlarının ‘belirli aralıklarla’ İran’a gittiğini söylemesi aslında malumun ilanı.
Bu ifadeden anlaşıldığı gibi, MOSSAD, İran’da kendisini İsrail’de sanıyor ama İran’a bakılırsa onlara göz açtırmıyorlar.
Geçtiğimiz yıl, İran istihbarat bakanı Mahmud Alavi, güvenlik güçlerinin İran hükümetinin farklı kurumlarında çalışan ‘onlarca yabancı ajanı’ tutukladığını açıklamıştı.
İsrailli bakan, İran casusu çıktı?
İsrail’in eski Enerji ve Altyapı Bakanı Gonen Segev, İran’a casusluk yaptığı gerekçesi ile tutuklanmıştı.
İsrail’in yurt içi gizli servisi Şin Bet, İsrail’in eski Enerji ve Altyapı Bakanı Gonen Segev’in 1992-1995 yılları arasında Enerji ve Altyapı Bakanlığı görevini yürüten Segev’in, İran gizli servisine İsrail enerji pazarı ve güvenliği ile alakalı hassas bilgiler aktardığı iddia edilmişti.
Segev’in çeşitli zamanlarda dünyanın farklı bölgelerinde İran istihbarat ajanları ile bir araya geldiği belirtilmişti.
Eski Bakan Gonen Segev, daha önce uyuşturucu kaçakçılığı suçundan tutuklanıp 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Serbest kaldıktan sonra Nijerya’ya yerleşen eski bakan, geçen ay Gine’ye geçmeye çalışırken Nijerya hükümeti tarafından İsrail’e geri gönderilmişti. Segev, kendisine yöneltilen bütün iddiaları reddetmişti.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin MOSSAD’la teması…
Hasan Ruhani, 30 yıl önce, 30 Ağustos 1986’da Paris’te lüks bir otel odasında İsrail Başbakanı’nın danışmanı Amiram Nir ile gizli bir görüşme gerçekleştirir.
Ruhani o dönemde İran’da mollalara karşıtlığıyla bilinen Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani’nin sağ kolu konumunda ve Parlamento başkan yardımcısı ve İran Ulusal Güvenlik Komitesinin üyesidir.
İranlı ve İsrailli yetkililerin Paris’te meraklı gözlerden uzak temasta bulundukları tarihte, İran-Irak savaşı devam etmektedir.
1979 devrimiyle koptuğu sanılan iplere rağmen ABD, ambargoyu delip el altından Tahran’a silah satmaktadır.
ABD’nin, İran’a silah satışı, İrangate skandalının patlak vermesinin hemen sonrasında Ruhani, bazı görüşmelerde bulunmak için Tahran adına Paris’te, ABD’li ajanlarla buluşur.
Söylentiye göre otel odasında karşısına çıkan kişi ABD’li değil, İsrailli bir ajandır.
Ruhani’nin bundan haberi yoktur ve o, konuştuğu ajanı Amerikalı sanmaktadır.
Görüşme sırasında, Humeyni aleyhinde olumsuz ifadeleri dahi olmuştur. Yerseniz!..
İran’a düşmanlık İsrail’e, İsrail’e düşmanlık İran’a askerliktir!

Ömür Çelikdönmez

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir