Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Nisan 19, 2024

Alman İslamı’ndan Sonra Fransız İslamı

Karışmadan Karışmak Nasıl Oluyor?

Alman İslâmı’ndan Sonra “Fransız İslâmı” İçişleri bakanı Christophe Castaner, devletin Müslüman kuruluşlarının işleyişine ‘karışmadığını’ ancak ‘toplumun tamamını ilgilendiren konularda da devletin müdahil olmamasının düşünülemeyeceğini’ savundu. Fransa İçişleri Bakanı Christophe Castaner, “Fransa, Müslümanların yabancı ülkelerin müdahalesinden uzak durmasını istiyor. Böylece (Fransa’nın) cumhuriyetin değerlerine sahip çıkar.” dedi.

Fransa İslam Konseyi (CFCM), ülkedeki Müslüman sivil toplum kuruluşların iş birliğiyle Paris’teki Arap Dünyası Enstitüsünde “Müslümanlar Kongresi” düzenledi.

Kongre, Fransa’da son dönemde tartışılan “Laiklik Çatısı” düzenlemesine ve “Fransa İslamı” projesine Müslüman toplumun yanıtının verileceği organizasyon olarak planlanmıştı.

Ülkede ilk kez düzenlenen kongreye Castaner’in yanı sıra İçişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Laurent Lunez, Paris Emniyet Müdürü Michel Delpuech, eski bakan ve Arap Dünyası Enstitüsü Başkanı Jack Lang, Türkiye’nin Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa, CFCM Başkanı Ahmet Oğraş ve yönetim kurulu üyeleri, Paris’in içinde olduğu Ile-de-France Bölge Başkanı Valerie Pecresse, Laiklik Gözlemevi Başkanı Jean-Louis Bianco, eski bakan ve Fransa İslam Vakfı Başkanı Jean-Pierre Chevenement, Senatör Nathalie Ghoulet, Müslüman derneklerin temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.

Christophe Castaner, konuşmasına asimilasyonun Fransa’nın kendi tarihine aykırı olduğunu söyleyerek başladı.

“Müslümanlara yapılan hakaret, cumhuriyete yapılan bir hakaret sayılır.” ifadelerini kullanan Castaner, Müslüman karşıtı saldırılara karşı taviz verilmemesi gerektiğini belirtti.

“Karışmıyoruz ama karışıyoruz”

Christophe Castaner, “İslam Fransa’nın bir parçasıdır.” diyerek, Fransa’da İslam’ın özgür bir şekilde yaşanabileceğini söyledi. Ülkede aşırıcı fikirlere karşı da mücadele edilmesi gerektiğini belirten Castaner, bunun için toplumun entelektüel olarak bilinçlenmesi gerektiğini dile getirdi.

Christophe Castaner, devletin Müslüman kuruluşlarının işleyişine karışmadığını ancak toplumun tamamını ilgilendiren konularda da devletin müdahil olmamasının düşünülemeyeceğini savundu.

CFCM ile Müslüman kuruluşların finansmanı hakkında çalışmaları gerektiğini ifade eden Castaner, ülkede İslam’ın cumhuriyetin değerleri ve yasalarıyla uyumlu olması gerektiğini iddia etti.

İçişleri Bakanı Castaner, “Fransa, Müslümanların yabancı ülkelerin müdahalesinden uzak durmasını istiyor. Böylece cumhuriyetin değerlerine sahip çıkar. Yanlış anlaşılmasını istemiyorum. Milyonlarca insanın bir başka ülkeyle dayanışma içeresinde olması ile yabancı ülkelerin siyasi etkisi altında kalması farklı şeyler.” diye konuştu.

“Fransa’nın CFCM’ye ihtiyacı var”

Oğraş, CFCM’nin ülkede Müslümanları ilgilendiren konularda önemli çalışmalar yaptığını vurguladı. “Fransa’nın CFCM’ye ihtiyacı var.” diyen Ahmet Oğraş, ülkedeki Müslümanlara yön vermek adına da çalışmalar yaptıklarını dile getirdi. Oğraş, ülkede Müslüman kuruluşların işleyişine karışmak isteyen yönetime de tepki gösterdi.

Ilımlı mesajlar

Valerie Pecresse de etkinliğe katılmaktan memnuniyet duyduğunu belirterek, “CFCM (Fransa’da) önemli bir rol oynuyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Fransızların dinlerini özgür bir şekilde yaşayabilmesi gerektiğini ifade eden Pecresse, ülkede her dinin aynı haklara sahip olması gerektiğini belirtti.

Senatör Ghoulet ise cumhuriyette Müslümanların yerinin tartışılmaz olduğunu, bu nedenle Müslümanların ülkede siyasete girmesi gerektiğini dile getirdi.

Paris Camisi yöneticisi Dalil Boubakeur da toplumda yaşanan sorunların kaynağının Müslümanlar olmadığını kaydetti.

“Laiklik Çatısı”

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransız Cumhuriyetçileri’nin kutsal saydığı din ve devleti birbirinden ayıran Laiklik Yasası’nı (1905 Yasası) değiştirerek, dini dernekleri Laiklik yasası altında toplamaya hazırlanıyor. Yasada değişiklik ile “derneklere daha çok avantaj” verileceği iddia edilirken, daha sıkı denetim getirilecek.

Bir süredir Fransa’da tartışma konusu olan haberlere göre, Macron bu yasayı “İslami radikalizme” karşı alınacak önlemler kapsamında getiriyor. Hükümet, 1905 Laiklik Yasası’nda değişiklik yapılmasını öngören yeni çalışma ile Müslümanlar’a ait ibadet mekanlarının yöneticilerini sorumlu kılmayı, bu mekanların kötüye kullanılmasını önlemeyi ve yabancı ülkelerin Fransa’daki Müslümanlar üzerindeki nüfuzunu azaltmayı hedefliyor. Bunun için de dini derneklere yeni hak ve ödevlerin verileceği yeni düzenlemelere gidilmesi öngörülüyor. 

“Kalite onayı” zorunluluğu

Hükümetin hazırladığı yeni yasa tasarısıyla, dini dernekler, 1901 Dernekler Yasası kapsamından çıkarılıp, 1905 Laiklik Yasası kapsamına alınıyor. Böylece vergi avantajlarından faydalanabilecek statüye ulaşıyor. Ancak, bunu sağlamak için valiliklerin ilgili birimlerinden “kalite onayı” alması ve bunu her beş yılda bir tekrarlaması gerekiyor.

Tasarıya göre yabancı ülkelerden alınan bağışlar önceden beyan edilecek. Özellikle, yurt dışından gelen bağış miktarları en fazla 10 bin Euro ile sınırlandırılacak. Düzenlemenin, Macron’un Ocak 2019’da açıklaması beklenen “Fransa İslamı” projesinin de ilk etabı olacağı belirtiliyor.

Adalet Bakanı Nicole Belloubet, yeni çalışmayı, “Cumhurbaşkanı laiklik yasasını yeniden yazmayı değil, İslam’a özel bir rol vermeyi düşünüyor. Evet, 1905 yasasında değişiklik yapılması sözkonusu. Ama bu aşamada yorum yapmak istemiyorum” diyerek doğruladı. İçişleri Bakanı Christophe Castaner de, “Din temsilcileri ile önümüzdeki haftadan itibaren konuyu görüşmeye başlayacağız” dedi.

Dini gruplar bilgilendirilmemişti

Katolik Kilisesi, “kalite kontrol” uygulamasına karşı çıkıyor. VOA Türkçe’ye konuşan Fransa İslam Konseyi (CFCM) Başkanı Ahmet Oğraş ise, “Müslüman derneklerinin 1901 Yasası’ndan 1905 Yasası’na geçişe zorlanması yanlış yorumlara açık bir düzenleme. Müslümanlar bunu devletin dinleri üzerinde kapsamlı denetimi olarak algılayacaktır. Bu da radikal islamın gizli ibadet mekanlarına yönelmeleri tehlikesini doğuracaktır” dedi. Böylesi bir tartışmanın eski korkuları yeniden gündeme getireceğine dikkat çeken Oğraş, “Bana göre, laiklik ilkesine sıkı sıkıya bağlı eski İçişleri Bakanı Gerard Collomb’un bakanlığı esrarengiz biçimde bırakıp gitmesinin nedenlerinden bir tanesi de budur. Bu yasa tasarısı, din savaşlarından çok zarar gören Fransa’da çok sert tartışmalar başlatır. Eski korkular, kavgalar yeniden gündeme gelir” uyarısında bulundu.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir