Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Mart 29, 2024

Filler tepişir otlar ezilir. 

Türkiye’de görülen tablo maalesef bu. 

Kıyasıya bir nüfuz mücadelesinin tam ortasında yaşıyoruz.

Atlantik ve Avrasya fay hatları yeniden hareketlendi. Bu hareketlilik kendisini iktidar partisinde de gösteriyor. 

Bu iki güç merkezi Türkiye’yi yanında görmek istiyor. Kime niyet kime kısmet!

Dünyada ve Türkiye’de gündemin hızla değiştiğinden, takip edemediğimizden şikâyetçiyiz. Olaylar ve failleri arasında bir bağ kurulamadan birinden diğerine geçiliyor.

Türkiye’nin gündemindeki üç olayın perde arkasına yönelik bazı veriler, belki bilinmezlik zırhını ortadan kaldırabilir. 

Rize cinayeti suikast mı adli vakıa mı?

Önce Rize’de İl Emniyet Müdürünün bir başka emniyet personelince öldürülmesi şoku yaşatıldı.

Menfur olayın gerçekleştiği Rize’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın memleketi olması, ayrıca TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın Başbakanlığı döneminde yakın korumalığını üstlenmiş olması, olayın sıradan bir adli vakıa gibi ele alınmaması gerektiğini gösteriyordu.

Nitekim kendi personelinin sıktığı kurşunlarla can veren Rize İl Emniyet Müdürü Altuğ Verdi, bu göreve atanmadan önce Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığı’nda değişik rütbelerde görevde bulunmuş ve TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın Başbakanlığı döneminde yakın korumalığını yapmıştı.

 28 Aralık 2016’da 1. Sınıf Emniyet Müdürlüğüne terfi ettikten sonra, 19 Ağustos 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan ve 2017/348 sayılı Kararname ile Rize Emniyet Müdürü olarak atanmıştı. 

Cinayet failinin şimdilik herhangi bir suç örgütü ve terör grubuyla bağlantısının ortaya çıkarılamamış olması, sıradan bir adli vakıa olduğu izlenimini özellikle veriyor.

Bununla birlikte sosyal medyada FETÖ’cü hesaplarda; Rize İl Emniyet Müdürlüğü’nde (35) yaşındaki kimyager Kemal Sağlam’a çeşitli işkenceler yapıldığı, doktor raporuyla bu işkencelerin belgelendiği paylaşımları dikkat çekmişti.

Daha da önemlisi bu hesaplar, Rize İl Emniyet Müdürlüğü’nde işlenen işkence suçlarının sorumluları arasında Rize Valisi Erdoğan Bektaş, Cumhuriyet BaşsavcısıÖnder Kemal Sekücü ile Rize İl Emniyet Müdürü Altuğ ismi yer almıştı.  

Bu yazılanlara bakılacak olursa Rize il Emniyet Müdürünün hayatını kaybettiği menfur saldırı, FETÖ yapılanmasının terör eylemi.

Cinayette NLP faktörü olabilir mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın memleketinde TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın eski yakın koruma amirinin öldürülmesi tesadüf olamaz.

Mesaj kime?

Katil zanlısının sorgusunda, bir şey hatırlamadığını söylemesi, NLPPractitioner/Business NLP (Neurolingual Programming), sayesinde acaba zihnini kontrol altında tutmaya yönelik faaliyetlere maruz kalıp kalmadığı sorusunu akla getiriyor. 

Bu birrrr…

Kızılay’a kayyum muamması: Dışarıdaki FETÖ’cüler, içerdeki FETÖ’cülere darbe yaptı! 

Aklımı zorlayan bir diğer gelişme de, Kızılay’a kayyum atanması. 

Şimdiye kadar kayyum atama uygulaması, Türkiye genelinde FETÖ’cü şirketlere Güneydoğu’da ise terör destekçisi bazı HDP’li belediyelere yapıldı.

Sormak lazım; 1 Haziran 1868’de “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” adıyla kurulan KızılayFETÖ’cü mü HDP’li mi? 

Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi, Türk Kızılayı’nı olağanüstü genel kurula götürmek üzere Adalet Bakanlığı Müşaviri Mekan SarıkayaKızılay Ankara İl Başkanı Ahmet Hizanlıoğlu ve Kızılay İstanbul İl Başkanı İlhami Yıldırım‘ı kayyum olarak atadı. 

İlhami Yıldırım aynı zamanda eski Başbakan Binali Yıldırım’ın kardeşi

Türkiye Kızılay Derneği, yerel mahkemenin verdiği kayyum eliyle olağanüstü genel kurula götürülme kararına üst mahkemeler nezdinde itiraz edeceklerini açıkladı. 

Dernek, “Milletimiz ve tüm mazlumlar müsterih olsun, Kızılay’ın faaliyetleri kesintiye uğramadan devam edecek, 150 yıldır mazlumların umudu olan Kızılay, fahri başkanı Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki insani yardım yürüyüşüne, ‘Güçlü Türkiye’nin güçlü Kızılay’ı’ şiarıyla devam edecektir. Dünyanın tüm mazlumlarına karşı bu bizim yükümlülüğümüzdür.” ifadesini kullandı.

Türkiye Kızılay Derneği; kayyum atanması kararını aldıran kapatılan şube başkanlarını FETÖ’cü ilan etti!

Kızılay yönetimi, Türkiye Kızılay Derneği Genel Merkezi kendi internet sayfasındakayyum atanmasına yol açan olaylar silsilesinde FETÖ yapılanmasına işaret etti.

Açıklamada, şu bilgiler kaydedildi:

15 Temmuz kalkışmasının ardından yapılan çalışmalarla FETÖ ile ilişkisi tespit edilen bir kısım şube başkanını görevden almış, bazı şubeleri kapatmış ve yeni heyetlerle yeniden milletinin hizmetine sunmuştur.

Yine 15 Temmuz sürecinde milletinin yanında olması ve milletinin geleceğine sahip çıkma yükümlülüğünü taşıması gerekirken, alanlara çıkmayan, milletin yanında yer almayan kimi şubeler de aynı akıbeti yaşamıştır.

Kızılay’ın yürütmüş olduğu ‘Daha etkin bir Kızılay için’ yeniden yapılanma sürecinde nüfus- faaliyet eksenli değerlendirme sonucunda da bazı şube başkanlarıyla yolların ayrılması kararı verilmiştir.

Yukarıda bahsedilen kapatma nedenleri farklı olmakla birlikte, kapatılan bu şubelerin eski başkan ve delegeleri Kızılay’a başvurarak olağanüstü kongre toplanmasını talep etmiş, Kızılay Yönetim Kurulu ise bu kararı yerinde görmeyerek ve hukuken gerek şartların yerine getirilmediğini belirterek reddetmiştir.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kızılay’ın fahri başkanı…

Kızılay Yönetimin 150 yıldır mazlumların umudu olan Kızılay, Fahri BaşkanıCumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki insani yardım yürüyüşüne, “Güçlü Türkiye’nin Güçlü Kızılay’ı” şiarıyla devam edecektir. Dünyanın tüm mazlumlarına karşı bu bizim yükümlülüğümüzdür.” ifadesi bence çok önemli.

Çünkü burada belirtildiği gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan, fahri başkanı olduğuKızılay’a kurban vekâletlerini de veriyor. 

Şimdi Kızılay yönetiminin ifadesiyle “görevden alınan FETÖ’cü şube başkanlarının” 2017/1906 Esas numaralı başvuru hakkında kayyum atanması kararını veren Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fahri başkanı olduğu kurbanları için vekâlet verdiği Kızılay hakkında böylesi bir karar vermesi ne anlama gelmektedir?

Cumhurbaşkanı, haklı olarak çıkıp, bu kararı veren hâkimlere, “Sen kimsin yaaaa!..” derse ne olur?

Bir aktivist ve insani yardım gönüllüsü Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık…

2015 yılından bu yana Türk Kızılayı Genel Başkan Vekilliği görevini yürüten, İngilizce ve orta seviyede Arapça bilen Kerem Kınık, 4 Nisan 2016 Türk Kızılayı Olağan Genel Kurulu’nda Genel Başkanlığa seçilmişti. 

Öğrencilik yıllarından beri insani yardım gönüllüsü.

Kosova Savaşı’nda, Marmara Depreminde gönüllü hekimdi. 

Yeryüzü Doktorları Başkanlığı yaptığı dönemlerde Pakistan, Gazze, Orta Afrika, Somali, Kongo DC gibi çok sayıda çatışma ve afet bölgesinde acil insani yardımçalışmalarını yönetti. 

İnsani Yardım, göç politikaları, kalkınma, insancıl hukuk ve insani diplomasialanlarında çok sayıda makale yazdı.

2004’te gönüllüsü olduğu Kızılay’da 2015’te Başkan Vekili2016’da Başkanseçildi. 

2015 yılından bu yana IFRC yönetim kurulu üyesi. 

Kerem Kınık ve FETÖ ilişkisi…

Kızılay’a kayyum atanması kararı alınmasına yola açan yasal başvuru sahiplerinden bazılarını kapatılan şubelerin FETÖ’cü başkanları olduğunu iddia eden Kızılayyönetiminin başındaki isim Dr. Kerem Kınık, bu konuda sütten çıkmış ak kaşık sayılmaz. 

Nitekim 16 Eylül 2012’de Fetullah Gülen’in yanına gitmiş, Gülen‘in fotoğrafıyla beraber, “Fethullah Gülen, iki saat önce, Amerika’da” paylaşımında bulunmuştu. 

Kınık, 17- 25 Aralık sonrası 22 Aralık 2013’te attığı bir tweette ise, “Kul hakkı yiyen, rüşvet alan, veren, imtiyaz kullanıp asaletsizce mal mülk edinen bizden değildir” ifadelerini kullanmıştı.

ODATV, Türk Kızılayı Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık’ın FETÖ bağlantısı olduğunu yazmıştı…

08 Ekim 2016’da “ODATV” adındaki ve 15 Temmuz darbe kalkışması öncesine kadar, hemen bütün haberlerinde adeta “FETÖ yayın organı” gibi görünen; “haber” olarak gündeme getirdiklerinin önemli bir kısmını da “kulis dedikoduları”ndan devşiren malûm internet sitesi; “Kızılay‘ın başına cemaat bağlantılı başkanı kim getirdi?” sorusunu ortaya attı. 

Türk Kızılayı Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık’ın Cemaat (FETÖ) bağlantısı olduğu, kurucusu olduğu şirketler aracılığıyla ticari faaliyette bulunduğu iddia edildi.

Kilit isim Dr. Ahmet Özdemir…

Konyalı Dr. Ahmet Özdemir;  Kerem Kınık’ın Kızılay bağlantısındaki kilit isim olduğu iddiasıyla yapılan yayında şu ifadeler yar alıyordu:

Dr. Özdemir, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu’nun da üyesi olduğu Hayat Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı’nın kurucusu ve genel başkanı. Aynı zamanda Sare Davutoğlu’nun kurucusu olduğu Yeryüzü Doktorları’nın kurucusu ve üyesi.

Ahmet Özdemir2013’te Türk Kızılayı Yönetim Kurulu üyesi oluyor. Kurumda üyelerle yaşadığı sorunlar nedeniyle 2015’te yapılan olağanüstü kongre ile görevinden ayrılıyor.

ÖzdemirYeryüzü Doktorlarında beraber çalıştığı yakın arkadaşı o dönemin Yeryüzü Doktorları Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık’ın Yönetim Kuruluna girmesini sağlıyor.

Kerem Kınık, çekişmeli kongre sonrası genel başkan oluyor. 

İddiaya göre, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu‘nun kadrosundan olduğu öne sürülen Yeryüzü Doktorları eski Genel Başkanı Dr. Kerem KınıkTürk Kızılayı Yönetim Kuruluna girer. Aynı kadro içinde yer alan Yeryüzü Doktorlarında da doktor olarak görev yapan Dr. Mehmet Güllüoğlu Genel Müdür olarak göreve başlar.

Tüm bu ekibin Ahmet Davutoğlu’nun ekibi olduğu, SETA grubu ve Boğaziçi Yöneticiler Vakfı ile ilişkileri olduğu iddia ediliyor.

Kızılay’daki kayyum atanma sürecini başlatan kavga, deyim yerindeyse, “dışardaki FETÖ’cülerin içerdeki FETÖ’cülere” darbesi! 

Birkaç gün önce yakın koruma amiri öldürülen TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın kardeşi, Kızılay İstanbul İl Başkanı İlhami Yıldırım‘ın; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fahri başkanı olduğu ve kurbanları için vekâlet verdiği Kızılay’a kayyum atanması nasıl yorumlanmalı?

Bu ikiiiiii…

Ankara’da tren kazası…

Bu sabah Türkiye, Ankara-Konya seferini yapan Yüksek Hızlı Tren kazası haberi ile uyandı.

Oysa Türkiye’de dikkatler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın“İkinci 100 Günlük Eylem Planı Tanıtım Toplantısı“na  yönelmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın programı bir anda gündemden düştü.

Ankara-Konya seferini yapan Yüksek Hızlı Tren, Yenimahalle ilçesine bağlıMarşandiz istasyonunda yol kontrolü yapan kılavuz banliyö treniyle çarpıştı.

Kaza sonucu iki vagon devrilerek, üst geçide çarptı. Kazada 3’ü makinist 9 kişi öldü, 2’si ağır 84 kişi yaralandı.

Kazayla ilgili kusuru bulunduğu gerekçesiyle TCDD personeli 3 kişi gözaltına alındı. Trende Almanya Ticaret Bakanlığı temsilcisinin de bulunduğu anlaşıldı.

Hızlı tren eski Başbakan Davutoğlu’nun seçim bölgesi Konya’ya gidiyordu!

Ten kazasında hızlı tren hattının bulunduğu Konya, eski başbakanlardan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun seçim bölgesi. 

AK Parti’den İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adaylığı daha kesinleşmeyen mevcut TBMM Başkanı “son Mohikan” pardon son Başbakan Binali Yıldırım,Davutoğlu ile halef selef. 

Davutoğlu başbakanlıktan alınmasında Yıldırım’ı da sorumlu tuttuğunu birçok platformda dillendirmiş hatta yakın çevresi bu söylentileri paylaşmakta beis görmemişti.

Ha bu arada, Hızlı Tren hizmetini gerçekleştiren TCDDUlaştırmaDenizcilik ve Haberleşme Bakanlığına bağlı. 

Biliyorsunuz Binali Yıldırım; 58, 59, 60, 61 ve 64. Hükûmetlerde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanıydı.

Bu üçççççç!..

Sonuç:

Allah akıl sağlımıza mukayyet olsun!

Ömür Çelikdönmez,

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir