Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Mart 29, 2024

Kayıların Söğüt’ü Yurt Edinmeleri

Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil yazdı

Osmanlıların atası Gündüz Alp’in oğulları Sungur Tekin, Gündoğdu, Ertuğrul ve Dündar babalarının vefatından sonra bir müddet Pasin ovasında oturmuşlardı. Bunlardan Sungur Tekin ve
Gündoğdu buradan tekrar geriye ata yurduna dönerken, Ertuğrul ile Dündar İç Anadolu’ya doğru harekete geçtiler. Ertuğrul Gâzi’nin yanında seçme 400 kadar cengaveri bulunuyordu. Sohbet ederek yol alan gâziler bir tepeyi aşmışlardı ki ovada kızılca kıyametin kopmuş olduğunu gördüler.

Tam bir ölüm kalım savaşı veriliyordu. Biraz daha yaklaştıklarında büyük bir Moğol birliğinin Selçuklu kuvetlerini kıskaca almış mahvetmekte olduğunu anladılar. Selçuklu askerlerinin hali gerçekten perişandı. Acı bir akibetin onları beklediği belli oluyordu. Ertuğrul Gâzi yoldaşlarına seslendi :

Hey gâziler! Cenge rast geldik. Yanımızda kılıç taşırız. Korkak gibi geçip gitmek erlik değildir.

Ne yapalım? diye sordu. Bazıları:

Mağlup durumdakine yardım etmek çok zordur. Kendimizi tehlikeye atmayalım, dediler. Ertuğrul Bey ise:

Bu söz merdaneler kelamı değildir. Erlik zor durumda olan kardeşlerimize yardım etmektir. İşleri kolay olsa yardıma ne gerek vardı. Haydin bu dar günde Hızır gibi biçarelerin imdadına yetişelim.

Beylerinin bu sözleri üzerine Kayı yiğitleri kılıçlarına el attılar. Şahin kargaya girer gibi Moğolların içine daldılar. Kılıçları şimşek gibi çakıyor her alevinde bir Moğol’un yıldızı sönüyordu. Şimdi galipler mağlup, mağluplar galip duruma geçmişti. Az sonra da Moğollar selameti kaçmakta buldular Meğer Kayılar’ın yardım ettikleri Selçuklu birliğinin başında bizzat Sultan Alaaddin Keykubad bulunuyormuş.

Ertuğrul Gâzi hürmetle gelerek elini öptü. Az evvel Moğollar arasında olanca heybetiyle yiğitlik ve merdanelik gösteren ve bir volkan gibi kaynayan genç, şimdi Sultan’ın huzurunda el-pençe
divan duruyordu.Sultan asil soylu, pehlivan yapılı, alnında saadet nurları parlayan bu genç muharibi hayranlıkla süzdü. Alnından öptü, sonra batı cihetine işaretle:

Domaniç ve Ermeni dağlarını yaylak, Söğüt’ü ise kışlak olarak size verdim. Cenab-ı Hak muininiz (yardımcınız) olsun, diyerek uğurladı.Kayı yiğitleri Söğüt’e doğru atlarını şaha kaldırıp uçarcasına yol alırken, Sultan Alaaddin’in gözleri çok uzaklara dalmıştı.Bu gidişin Viyana kapılarına kadar uzayacağını mı
görmüştü acaba?

-Prof.Dr.Ahmet ŞİMŞİRGİL ” KAYI 1 ”

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir