Analiz/Müşfik Kadir
Fatih Altaylı, gözü açık bir gazeteci. Bana göre öngörüleri yorumlarından daha tutarlı bir yazar. Malum bir süredir kamuoyu 31 mart yerel seçimlerine dair isim bazında her gün yeni bir gelişmeyle meşgul oluyor. Altaylı, bu gün köşesinde yerel seçimlere dair çok merak edilen sorulara kısmen açıklık getirdi:
“İlk adaylar belli oldu
İyi haber alan kaynaklardan gelen bilgilere göre, AK Parti’de belediye başkan adayları yavaş yavaş netleşmeye başlamış.
İlk bilgiler İstanbul’dan.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı yüzde 99,9999 Binali Yıldırım. AK Parti İstanbul Büyükşehir’i asla ve kat’a riske atmak istemiyor belli.
Beyoğlu için Haydar Ali Yıldız kesinleşmiş.
Beyoğlu’nda 3 dönemini dolduran Misbah Demircan ise Sarıyer’e aday oluyor.
Büyükçekmece’de Recep Erol, Ümraniye’de İsmet Yıldırım, Bakırköy’de sürpriz ve tanıdık bir isim, Ali Talip Özdemir, Zeytinburnu’nda Ömer Arısoy AK Parti’nin adayları.
Esenler ve Üsküdar’da ise mevcut başkanlarla devam kararı alınmış.”
Kaht-ı Rical mi Söz Konusu?
Altaylı’ya göre İstanbul’u asla ve kat’a riske atmak istemeyen Ak Parti, özellikle büyükşehir belediye başkanlığı ve bazı ilçe belediye başkan adaylarıyla aday isimlerini riske atmıyor ama aynı şeyi parti için söylemek ne kadar doğru?
Halbuki bu isimlere bakan İstanbullu bir seçmenin şu soruları sorma ihtimali de göz önüne alınmalıydı:
Dön-dolaş yine aynı noktaya geldik değişen fazla bir şey yok.
Bu parti 16 yıldır iktidarda, hep aynı isimlerle mi devam edecek?
Neden yeni yüzler görmüyoruz, yeni isimler tanımıyoruz, partimiz hani gençlere öncelik verecekti.
Üç dönem kuralı neden bazı isimler için geçerli olmuyor, yoksa o isimlere dokunulamıyor mu?
Bazı adaylar “joker isim” mi, neden Ak Parti denince hemen akla ilk o isimler geliyor?
