Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Salı, Mart 19, 2024

Siyasal Liderlik ve Kitle İletişimi

Erdoğan’ın liderliğinin temel motivasyonu ‘yürek titremesi ve vicdan sızısı’; ideali ‘dünyayı değiştirmek’; bunları gerçekleştirebilmek için gerekli azim ve kararlılık… Fiziksel görünüşü, hitabeti, şiir okuması, futbol oynamasının sağladığı popülerlik, üzüldüğünde ağlayan, haksızlığa uğradığında öfkelenen ‘sahicilikle’ birleşir… Erdoğan için kullanılabilecek kavramlar, dava adamlığı, adanmışlık, samimiyet, sahicilik, cesaret, çalışkanlık ve millet aşkıdır.

Siyasi liderlik, bir siyasi hareketin ya da partinin ulaşmaya çalıştığı amaçlar için taraftar kazanma, kazanılan taraftarları hedefe ulaşmak için organize ve motive ederek yönetme ve yöneltme eylemidir. Siyaset bilimi alanında yapılan çalışmaların birçoğunun merkezinde siyasi liderlik bulunmaktadır. Son yıllarda giderek artan biçimde insanların siyasi tercihlerini yaparken ideolojiden, program ve tüzüklerden ziyade somut siyasi ürünler olarak görünen liderler, vaatler, adaylar gibi unsurlara baktıkları görülmektedir.

İletişim imkanlarının artması, partilerin siyasi rekabet içerisindeki mücadelelerinde lidere ya da adaya daha çok ağırlık vermeleri sonucunu doğurmuş, dolayısıyla lider ağırlıklı bir siyasi sistem oluşumu ortaya çıkmıştır. Bu bakımdan, özellikle Türk siyasi sistemini, liderlerin ön plana çıktığı bir sistem olarak değerlendirmenin çok da yanlış olmadığı görülmektir.

Bir lider kendi takipçilerini hedefe motive edebilmeli, onlara hedefleri uğruna mücadele edebilmeleri için esin kaynağı olabilmeli, grubun bütünlüğünü koruyabilmeli, belirli bir otoriteyi sağlayabilmelidir. Bunun yanında kendisine duyulan bağlılığı yaptırım sonucu değil duygusal bağ biçiminde kurabilmeli, topluluğun inançlarını temsil edebilmeli, onları bütünün içinde haklarını koruduğuna inandırabilmelidir. Bu özellikler siyasal liderin izleyicileriyle iletişim kurabilmesinin vurgulanması açısından önemlidir. “Liderlik bir grubun iki veya daha fazla üyesi arasında çoğunlukla durumun ve üyelerin anlayış ve beklentilerinin yapılandırılması veya yeniden yapılandırılmasını da içeren bir etkileşimdir.” biçiminde bir genel tanımlama yapılmaktadır. Görüldüğü gibi, bu tanım karşılıklı etkileşimi vurgular. Liderin grubuyla kurduğu iletişim karşılıklı olma açısından önemlidir ve bu iletişim karar alma, güdüleme, sembol olma gibi birçok etki sağlar. Liderin kişisel özellikleri kısıtlı anlamda kendi grubu, daha geniş bir kapsamda ise kitlelerle kurduğu ilişki açısından önemlidir. Kişisel özellikler arasında bazıları özellikle ön planda yer alır. Örneğin liderin hitabet yeteneği, kitlelerle kurduğu iletişim açısından değerlendirilmelidir. Hitabeti güçlü bir lider kitlelere mesaj verirken çok daha etkili olabilir. Bir siyasi parti başkanı kalabalıklar karşısında etkili bir konuşma yapabiliyorsa çok daha başarılı bir seçim kampanyası geçirebilir. Kitle iletişimi açısından önem taşıyan diğer bir kişisel özellikse liderin bireyler arası ilişkileri düzenleme yeteneğinin derecesidir. Kişiler arasında denge kurabilen bir lider, grubu içindeki ilişkileri ve dengeleri koruyabilir. Bu hem liderin grubuyla olan iletişiminde hem de grubun kendi iç iletişiminde önem taşır. Özellikle yerel liderlerin izleyicileriyle yüz yüze iletişim yoluyla çok daha güçlü bağlar kurabildiklerine inanılmaktadır.

Siyasi Liderler ve Siyasal İletişim

Cumhurbaşkanı seçimi için Erdoğan, İnce, Akşener, Demirtaş, Perinçek ve Karamollaoğlu aday. Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimin favori adayı. Diğer adayların tüm motivasyonu seçimi ikinci tura taşıyabilmek. Bu sebeple seçime yönelik tüm plan, program ve enerjileri Erdoğan merkezli.

Türk siyasal kültüründeki lider anlayışının siyasal iletişim süreçlerindeki yansımalarını tespit etmek ve bunu yeni medya üzerinden belirli bir düzende belirleyerek ölçümlemek son derece güç olsa da seçmen üzerindeki etkileri bakımında yapılması elzem bir çalışmadır. Liderlerin imaj oluşturma faaliyetleri kapsamında kullandıkları yeni medya hesaplarındaki takip ilişkileri, etkin bir karizma ve imaj mekanizmasının kazanılması noktasında önem arz etmektedir. Nitekim takip ilişkisi kapsamında liderlerin meşruiyetini sağlama ve iktidardaki payını koruyacak ya da arttıracak tedbirlerle hedef kitlesiyle sürekli olarak iletişim kurma zorunluluğu bulunmaktadır. Gençlere yönelik girişimlerin artması, siyasal pazarlama sürecinde gençlerin rolünün giderek genişlemesini beraberinde getirmektedir. Teknoloji kullanımı konusunda genç bireylerin daha donanımlı olmaları, siyasal iletişimde gençlerin fikir ve uygulamalarının daha önemli olması sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Sosyal medya gibi medya araçlarının sahip olduğu güç, seçmen davranışlarını etkimekte olup gençlerin bu noktadaki girişimleri siyasetçilerin pazarlama kampanyalarına olumlu veya olumsuz etki etmektedir.

Bireylerin siyasal süreçlere katılımının düşük düzeyde olduğu Türkiye’de, içerdiği sanal kamusal alanla bireylere politize olma imkanı sunan yeni medya uygulamaları, siyasal katılım anlamında kullanıcılara, istedikleri siyasileri takip etmeleri adına seçenek ve işlevsellik sunmaktadır. Akıllı telefonlar vasıtası ile kullanılan mobil internet yeni medyanın kullanımını daha da arttırmaktadır. Seçim kararı; siyasette fikir, aday profili, söylem, uygulama, parti ideolojisi gibi unsurların tümüne yönelik verilir. Tüm bu unsurlar seçmenlerce kabul görürse oya dönüşür. İşte bu dönüşüm süreci de aşağıda belirlediğimiz maddeler halinde gerçekleşir:

Farkında olma: Seçmen yeni bir parti ya da adayın olduğunu öğrenir.
İlgilenme: Seçmen bu yeni parti ya da aday hakkında bilgi edinmeye başlar.
Değerlendirme: Seçmen bilgisini aldığı yenilikleri denemeyi düşünür. Başka bir deyişle alışkanlığını değiştirmeyi sorgular ve kafasında kıyaslar.
Deneme: Seçmenin bu değerlendirmesi sonucunda oluşan görüşü pozitif ise ilk defa oy tercihini bu yönde kullanıp kendisine sağlayacağı faydayı ölçümler.
Benimseme: Seçmen kendisine sağladığı faydayı değerlendirir ve tatmin olup olmadığını sorgular. Bu sayede sonraki seçimlerdeki tercihlerini de aynı
şekilde kullanıp kullanmayacağına karar verir.

Yeniliklerin özümsenmesi ve yaygınlaşması genelde uzun sürelerde olur. Bu, yeni bir fikrin ve sunuş yönteminin az sayıda kişi tarafından karşılık bulup zamanla tatmin edici hale gelmesi ve başkalarına tavsiye edilmesiyle oy oranının yükselmesinin sağlanmasıyla gerçekleşir.

Erdoğan Liderliği

Erdoğan’ın liderlik sırları şu özelliklerinde gizli:

– Erdoğan’ın liderliğinin temel motivasyonu ‘yürek titremesi ve vicdan sızısı’; ideali ‘dünyayı değiştirmek’; bunları gerçekleştirebilmek için gerekli azim ve kararlılık.
– Hak ve adaleti sağlayacak bir düzen için mücadeleyi bir dava olarak görür.
– Mücadele emrini dışarıdan, bir ideolojik yapıdan veya güçten değil, ilahi emrin yüklediği sorumluluktan alır.
– İnsanı ve özellikle ‘gençliği’, siyasetin yakıtı olarak değil, ulvi amaca birlikte ulaşacakları yol arkadaşı olarak görür.
– Siyasette ideolojik değil, rasyonel bir yönetim tarzı sergiler.
– Fiziksel görünüşü, hitabeti, şiir okuması, futbol oynamasının sağladığı popülerlik, üzüldüğünde ağlayan, haksızlığa uğradığında öfkelenen ‘sahicilikle’ birleşir.
– Erdoğan, ‘öfkem, adalet isteyenlere değil, imtiyaz isteyenleredir’ der.
– Ekip çalışmasını, ortak aklı kullanır.
– Erdoğan için kullanılabilecek kavramlar, dava adamlığı, adanmışlık, samimiyet, sahicilik, cesaret, çalışkanlık ve millet aşkıdır.
– Sadi Şirazi’nin uyarısını unutmaz: Sultan bir ağaca benzer, kökü halktır. Ağaç, kökünden güç alır. Halkın gönlünü incitme. Onları üzersen kendi kökünü yaralamış olursun.
– Psikolojik harekatla ‘korku’ ile yaftalanmaya çalışılsa da, 15 Temmuz gecesi halkın canı pahasına sokağa dökülmesinde korku veya baskı değil, gönül birlikteliği etkilidir.
– Siyasi yol arkadaşlarının kendisinden daha üst makamlara gelmesini sağlar ama bu liderliğine halel getirmez.
– Olduğundan başka görünmez, medya üzerinden farklı bir imaj üretmez.
– Seçkinci, aristokrat, elitist bir lider profili sergilemez; sokağın ve sofranın dili ile konuşur.
– Asıl olan dünyevi başarılar için seçim kazanmak değil, adalet ve hakkaniyet üzere olarak gerçek imtihanı kazanmaktır.
– Erdoğan’a göre ahlaklı bireyler yetiştirmek toplumun en asli görevidir. Bireyler erdemli olmazsa toplum ve devlet düzeni erdeme dayanamaz.
– Asker-sivil ilişkilerinde dengeli, ölçülü, sağduyuludur. Hem siyasi iktidarın konumunu ve demokrasiyi geliştirir, hem de TSK’nın gelişimi için gayret gösterir.

Erdoğan’ın İletişim Dili;

– Halka seslenirken avuçlarının içi sürekli açık. İzleyenler, liderin avuç içlerini gördüğünde samimiyet duygusu uyanır. Buna ‘avuç içi psikolojisi’ denir.
– Erdoğan parmağını çok sık kullanıyor. Rakiplerine sık sık gizli tehdit gönderiyor. Bu hareket kendisine güçlü bir imaj yüklerken hakkında konuştuğu rakibi güçsüz kılar. Bunu bir ebeveynin çocuğunu uyarması gibi de görebiliriz. “Ben ne yaptığını biliyorum”, “Dikkat et kendine”, “Bizi kandıramazsın”, “Bir daha o hatayı yapmayacaksın” gibi mesajlar yoğun.
– Erdoğan, ikili temaslarda rakipleriyle tokalaşırken üstün el konumunu kullanıyor. Kendi eli, rakibinin elinin üzerinde durduğunda karşı tarafa “Senden üstünüm, güçlüyüm” mesajını veriyor. Kameralar onun elinin üstünü gösterdiği için izleyenlerin beyninin gücü simgeleyen yerlerinde Erdoğan görseli oluşuyor.
– Erdoğan’ın yine sık kullandığı bir beden dili görseli, ‘Her şey kontrolüm altında’ duruşu. Gündemdeki kaygı, terör gibi olumsuz süreçlerde halk kendisini güvende hissetmek ister. Erdoğan kriz durumlarını beden diliyle çok iyi yönetiyor.
– Beden eşleşmesini en iyi kullanan lider. Beden eşleşmesi denilen süreçte, karşınızdaki nasıl oturuyorsa ilk önce onun gibi oturun. Vücuduyla eşleşince karşınızdaki insanı etkilersiniz. İletişimde, eşleşmeden yönetemezsiniz.

İnce Liderliği

İnce, CHP’nin kullandığı kimlik siyasetinden kendini ayrıştırmaya çalışarak toplumun her kesimine yönelik bir söylem geliştirme çabası içerisinde. “Gelecek Bildirgesi” adını verdiği manifestosunu 3B (birlikte başaracağız, birlikte büyüyeceğiz, hakça bölüşeceğiz) şeklinde formülleştiren İnce, Erdoğan’ı ve AK Parti’yi devirme, ekonomik kalkınma ve eşit gelir dağılımı sağlama yolunda vatandaşları birlik olmaya davet ediyor. Fakat dönüp dolaşıp başladığı noktaya geliyor. Kendisinin Cumhurbaşkanlığını kazanmasını Cumhuriyet’in bir kazanımı olarak görüyor ve Cumhuriyet’in hak ettiği yüzüncü yıl sevincini ancak kendisinin Cumhurbaşkanı olduğu takdirde yaşayacağını ifade ediyor.

Partisi tarafından gerçek anlamda ciddiye alınmadığı ve desteklenmediği izlenimi, seçmen kitlesi içinde oldukça hakim.

Lider vasıflarını taşıdığını gösterir bir profilden çok uzak. HDP siyasetine sahip çıkıyor oluşu seçmen üzerindeki güveni yıkıyor. Deneyimsiz olması ve geçmişte yaptığı siyasi hatalar, çıkışlar ve söylemler seçmen üzerinde ciddi bir güven havası vermiyor. Lider olmadığı ve bu yönüyle iletişim konusunda önemli bir eğitim alması gerektiği kanaati yaygın.

Akşener Liderliği

Meral Akşener, siyasi hayatı boyunca birçok liderin yanında boy gösterdi. TBMM’ye ayak bastıktan sonraki 6 yıl içinde; Tansu Çiller, Köksal Toptan, Mehmet Ağar ve Recep Tayyip Erdoğan isimleri etrafında siyasi hamleler yapan Akşener, 2001’de ise bugün muhalifi olduğu Devlet Bahçeli ile de yollarını ayırdı.
Son dönemde FETÖ ile bağlantılı olduğu iddiaları 15 Temmuz darbesini acı şekilde deneyimleyen seçmen gözünde güvensiz bir lider olduğu izlenimi veriyor. Mitinglerinde beden dili adeta seçmenle iletişim kurmamaya odaklı.

Demirtaş Liderliği

PKK’nın siyasi uzantısı haline gelen HDP lideri, terör örgütü üyeliği ile cezaevinde olması ve halk içinde terörist olarak görülmesi yüzünden sadece kısıtlı bir oy oranına sahip. Liderliğin vasfı olan çoğunluğa ve bütüne hitap söz konusu bile değil. Dolayısıyla etkisi sınırlı.

Karamollaoğlu Liderliği

“Madımak Olayı” ile ilgili geçmişi seçim kampanyasında da karşısına çıkıyor. Demirtaş’a destek verdiği iddiaları, yapılan yatırımları olumsuz yönde eleştirmesi, henüz devlet tecrübesinin olmaması, liderlik vasıflarından uzak oluşu ülke genelindeki seçmenle iletişim kurmasının önündeki en büyük engel.

Perinçek Liderliği

“Terörist başına karanfil uzatan kişi” olarak anılıyor olması, son dönemde yaptığı açıklamaların ciddiye alınmamasına sebebiyet veriyor. Sadece kendi ideolojik çevresine yönelik liderliği maalesef ülke bütününe hitap etmiyor. Güven problemi olan liderlerden biri.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir