Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Perşembe, Mart 28, 2024

Vekil Pazarı Kurarak Demokrasiyi Kurtarmak

Garip olan, CHP 15 milletvekilini istifa ettirmekten çok mutlu görünüyor. Demokrasiyi kurtarıyorlarmış. Demokrasi ayıbı olan vekil pazarı kurarak demokrasiyi kurtarıyor CHP. CHP içindeki solcular haklı olarak diğer sol partilere de 20’şer vekil isteriz ironisini yaptılar. Öyle ya İP seçime katılamayınca demokrasi yara alacaksa, CHP gibi kendisini sol cenahta tanımlayan bir parti seçimlere katılamayan diğer sol partilere de 20’şer vekil vererek demokrasiyi kurtarabilir!

Siyasi partiler iktidar olmak için kurulur ve faaliyet gösterirler. Genel başkanları da icranın başına geçmeye tek adaydır. Tek başına iktidar olamayacağını gören parti bir başka parti ile ittifak kurar, bunu da tıpkı cumhur ittifakında olduğu gibi şeffaf bir şekilde ilan eder. Parti yönetimi de vekilleri de teşkilatları da mensupları da seçmen de bunu bilir. Artık bunun yasal alt yapısı da hazır olduğuna göre kendinde iktidar gücü görmeyen partinin tutacağı yol budur.

CHP’nin Handikapları

Sözcülerine bakılırsa, CHP iktidara aday bir parti. Genel başkanı da icranın başına geçmeye tek aday. Üstelik de iddialı. Ama cumhurbaşkanlığına aday olmayı göze alamıyor. Hadi bu noktada partisinin gücünü görüyor ve mantıklı davranıyor diyelim. Peki, aylar önce ilan edilen cumhur ittifakını gördüğü halde neden şimdiye kadar bir ittifak kurmakta gecikti? Seçime 60 gün kalmış hâlâ CHP’nin adayı belli değil. Cumhur ittifakının erken seçim kararı ile hazırlıksız yakalandı. Erken seçim kararına karşı attığı adım 15 milletvekilini İP’e göndermek oldu. Tıpkı partisinin en yetkili isimlerinin bile haberi olmadan genel başkanın Ekmeleddin İhsanoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı ilan ettiği gibi. Garip olan, CHP 15 milletvekilini istifa ettirmekten çok mutlu görünüyor. Demokrasiyi kurtarıyorlarmış. Demokrasi ayıbı olan vekil pazarı kurarak demokrasiyi kurtarıyor CHP. CHP içindeki solcular haklı olarak diğer sol partilere de 20’şer vekil isteriz ironisini yaptılar. Öyle ya İP seçime katılamayınca demokrasi yara alacaksa, CHP gibi kendisini sol cenahta tanımlayan bir parti seçimlere katılamayan diğer sol partilere de 20’şer vekil vererek demokrasiyi kurtarabilir! Tabii vekil transferinin sadece İP’e yapılması bu iki partinin aynı merkezden sufle aldığı anlamına gelmiyorsa!

CHP, İP ile ittifak kurabilir hiçbir sakınca ve engel yok. Hatta İP genel başkanını aday da gösterebilir onda da sakınca yok. CHP’nin İP’e 15 vekili güle oynaya göndermesi bir ittifak halidir ama kirli bir ittifaktır, açıkça hülle yapılmaktadır. Bu karar CHP tabanını ne kadar memnun eder orasını bilmiyorum. Ama kamuoyunda CHP’nin uzaktan kumandalı bir parti olduğu ve siyaset mühendisliğine rıza gösterdiği iddiasını teyit eden bir adımdır. Bana göre de Pennsylvania’da çanak yalayanlarla eşzamanlı kiraz mevsiminden dem vuran CHP, vekil pazarı kurarak siyaset mühendisliğine teslim olmuştur. Özetle, CHP’nin İP’e 15 vekil göndermesinin manası, Erdoğan’ın birinci turda seçilmesini engelleme hamlesi demektir. İP, grup kurduğu için genel başkanını rahatlıkla aday gösterecek, tabii ki CHP de bir aday gösterecek. Böylece Erdoğan’ın birinci turda seçilmesini engellerlerse ikinci turda güç birliği yapacaklar. Hangisi ikinci tura kalırsa onu desteklemekte birleşecekler. Yani hedef emperyalizmin hedefindeki Erdoğan’ı düşürüp, güçlü Türkiye’den rahatsız olanları rahatlatmak. İttifak kurmayıp hülle yapmalarından bu anlaşılıyor. CHP’nin SP ile dünkü temasında, 11. Cumhurbaşkanının da bu oyunda rol alacağı izlenimine yol açacak açıklamalar yapıldı. Bu kirli oyunun bir parçası olmaz inşallah!

Gül’ün Adaylığının Anlamı

Siyaset tarihi sürprizlerle dolu bir tarihtir. Hiç beklenmedik şahsiyetlerden sürpriz çıkışlar yaşanmıştır/yaşanmaktadır. Bazen bizzat siyasetçinin hırsı bazen de çevresindekilerin tahriki şaşırtıcı sonuçlara müncer olabiliyor. Tıpkı Abdullah Gül beyin dün kendisine tuzak kuranlarla birlikte kadim dostunun karşısına aday olarak çıkma izlenimi bırakması gibi. Bakanlık, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı makamına yükselmesinde en büyük desteği veren dostunun karşısında aday olma izlenimi vermesi şaşırtıcı bir durumdu. Ne zaman ki erken seçim kararı alındı Gül ismi tekrar gündeme geldi. Hem de 2007’deki seçilmesini engellemek için üretilen 367 garabetinin meclisteki temsilcisi CHP’nin desteklediği bir aday olarak. Yazık ki, ‘Kardeşim Erdoğan karşısında aday olmam!’ demesi beklenirken, tam tersine adaylığa sıcak baktığı izlenimi vermeyi sürdürdü.

Tabii ki aday olmak, şartları taşıyan her vatandaşın demokratik hakkıdır, Gül’ün de hakkıdır. Ama kurucusu olduğu partinin adayına karşı üstelik kendisinin seçilmemesi için her yola tevessül etmiş ve tek amaçları Erdoğan’ı devirmek olan bir kitlenin safında yer alması o hakkı kötüye kullanmaktan öte bir anlam taşımazdı. Dün kendisine karşı ‘sözde değil özde laik cumhurbaşkanı istiyoruz’ diyenlerin adayı olma ihtimaline itiraz etmemesi korkunç bir tenakuzdu! Muhalefetin ortak adayı olsaydı dostlarını kaybettiği gün olacaktı, adaylığı kabul edeceği izlenimi bıraktığı için büyük yara aldı. CHP’liler de diğer muhalif partililer de onu zaten sevmiyorlardı, koptuğu için AK Partililer de sevmeyecekti, hiç kimseye yaranamayacaktı. Ona yakın görünenler bile alacakları tepkiyi hesap ederek destekleyemeyeceklerdi.

Evet, Türkiye düşmanlarının ağzıyla siyaset yapan muhalefetin ortak adayı olma ihtimali Gül’ü yaraladı. Gül muhalefetin adayı olsaydı yanlış yapmış olurdu, sevenlerinin gözünde intihar etmiş siyasi bir figür olmaktan öteye anlam ifade etmezdi. Gül’den sevenlerinin beklediği tavır, ‘Emperyalizmin savaş açtığı Erdoğan’a karşı bir darbe de ben vurmam’ deyip kardeşi Erdoğan’a destek vermesidir. Dün kendisini dövenlerle bir olup kardeşine rakip olmaya rıza göstermesi değildi. Şükür ki muhalefet anlaşamadı da Gül’ün siyasi intiharı şimdilik önlendi. Olayın bir yönü böyle. Bir başka yönü daha var. O da toplumumuzun muhafazakârlığının ve dindarlığının tescil edilmiş olmasıdır. CHP ve HDP gibi dine mesafeli partilerin bile ortak aday olarak dindar birini aramış olmaları, halkımızın din karşıtı görünenlere itibar etmediğinin ve seçimleri Erdoğan’ın kazanacağının açık itirafıdır.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir